Bırak hiçbir kız hizmet etmesin sana vahşi yaralarını bastırdığın bu günde, kanlı hayvan, karaçamın eğilmiş dallarına. Çevrendeki kızlara söyleme ateşin köreldiğini, uyarma kızları menekşe kalplerle. Onların yedisi de görecek mavi acıları taşıyan odanı saçlarında yükselen sessiz amforada. Kayıp gidecekler kendi gölgelerinin eflatun çizgilerinde sualtı yalımları gibi sessiz bir ayinin ihtişamı içinde senin duvarlarının dört rüzgârı boyunca. Usulca dürülmüş kutsal acıların saklandığı antik kilimleri yeşil çimenlere benzeyen ayaklarıyla, güneşin dalgalandırdığı yumuşak çayırı, sessizliği ve çığlığın katı boşluğundaki sık otları biçsinler diye ne kızları uyar, Ne de bir yeraltı aşkının gizlenmiş güçlü titreşimini, denizin akıl almaz arzusuna benzeyen şarkısı süzülmeye başlarken suda. Uyarılmış birinci kız birer birer toplayacak kız kardeşlerini ve senin açık damarlarının yapraklarında, aşkın demir atmış yaralarını usulca anlatacak onlara. Seçilmiş kız kardeşlerin e...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"