Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nikolay Alekseyeviç Neksarov etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Unutkan Yürek

Yanlış yolun karanlığından Kandırıp ateşli sözlerimle Alçalmış ruhunu kurtardığımda Derinden acı çekerek Seni saran utancı, Lanetledin pişmanlık içinde. Unutkan yüreğini Cezalandırmak için anılarla Benden önce olup biteni Anlatırken bana bir bir Aniden yüzünü kapadın ellerinle Ruhunda başlayan isyanla Utançla ve dehşet içinde sarsılarak Gözyaşlarına boğuldun. Nikolay Alekeyevich Nekrasov

Çağdaş Kaside

ÇAĞDAŞ KASİDE Erdemler süslüyor seni sürekli En değerlileri tüm erdemlerin Ve bu yüzden, gökler şahidimdir ki - Sana olan sevgim sonsuz ve derin! Sen boş yere alçaklara çatmazsın, Merhamet edersin caniye bile, Yıkanmış değildir sonsuz varlığın Dul ve yetimlerin gözyaşı ile. Güçlüyle yakınlık kurmazsın elbet Fırsat görüp bu dostluğun sonunda Bir kötülük düşünmezsin nihayet Bulsan da kızını onun koynunda. Dışlamazsın ayaktakımını "Onlar da İsa nın kulları!" dersin Ne de saç sakallı yakınlarını Sille tokat uluorta döversin Nerden geldiğini asla sormadım Sandığında yatan zenginliklerin Hepsi gökten inmişlerdir umarım Ödüllü olarak şanının senin. Erdemler süslüyor seni sürekli En değerlileri tüm erdemlerin Ve bu yüzden, gökler şahidimdir ki- Sana olan sevgim sonsuz ve derin! ÇAĞDAŞ KASİDE (2) Senin istihzandan hoşlanmıyorum Onu yarı ölmüş ruhlara sarf et, Sevişmemiz gerçekten de felaket Gibiyse de, yitirmeden hararet - Tez biteceğine inanıyorum. Hep böyle utangaç nazlarla bana Ka...

Yıldan Yıla

Yıldan yıla azaldı gücüm Aklım uyuştu, kanım soğudu Yurdum benim! Belki ölürüm Görmeden senin kurtuluşunu Ama bilmek isterdim hiç değilse Ferah günlerin yaklaştığını Kıtlıktan kırılmayacağını Yoksul çiftçinin bundan böyle Ve köyümden kopup gelen rüzgâr Kulağıma tek bir ses ulaştırsaydı Tek bir ses, içinde ne insan kanı- Olsaydı, ne hıçkırıklar... Nikolay Alekseyeviç Nekrasov

Ağıt

Yanar döner kalemler, yazıyor bir düzüye, "Halkın derdi konusu artık eskidi" diye; Bu zamanın şairi unutmalıymış onu, Kanmayın sakın, gençler; hiç eskir mi bu konu? Ah keşke eskiseydi, cennet olurdu her yer Yılların geçmesiyle... Ne yazık ki milletler, Cılız sürüler gibi kırbaçla sürüldükçe, Çorak kırlarda böyle aç çıplak süründükçe, Yalnız Musa onların derdine çare bulur, Yeryüzünde en güzel, en sağlam birlik budur. Kendileri gülerken, halkın çektiklerini, Güçlülere anlatır, uyandırır hepsini, Gözlerini boyuna millet üstüne çeker, Şiir bundan daha iyi neye hizmet eder? Bağışladım millete elimdeki sazı ben, Ölüp gitsem de yanmam beni asla görmeden. Ödevimi bitirdim rahattır artık gönlüm, Savaşta bütün erler düşmana saçmaz ölüm, Ama herkes savaşır. Hayat savaştan doğar. Bir gün gördüm ne mutlu, Rusya'da hürriyet var. Bol bol sevinç gözyaşı döktüm, ürperdi içim, Musa'nın dürtmesiyle birden kendime geldim: "Coşup taştığın yeter, ileri gitmelis...

Çocukların Ağıdı

Kardeşler, dinlerken lanetlerini umursamadan Yaşam kavgasında tükenip giden insanların, Acaba duyuyor musunuz onların ardından Sessiz gözyaşlarını ve acısını çocukların? ‘Mutlu yaşar her canlı Pırıltılı yıllarını çocukluğun, Alır çılgınca yaşanan çocukluktan Alır oyunların, sevinçlerin haracını. Ama kısmet değil bize kırlarda, Altın rengi ovalarda koşup oynamak: Çeviriyoruz, çeviriyoruz, çeviriyoruz fabrikalarda Çarkları sabahtan akşama dek! Döküm çark dönüyor, Çark uğunuyor, ve bir rüzgâr kopuyor hızından, Baş alevler içinde, baş dönüyor, Ve yürek çarpıyor, çevredeki her şey dönüyor: Gözlük camlarının üzerinden bizi gözetleyen Kırmızı burnu acımasız ihtiyar kadının, Duvarlarda gezinen sinekler, Duvarlar, pencereler, kapılar, tavanlar, Giderek daha hızlı dönüyor! Başlıyoruz çıldırasıya, Avazımız çıktığınca bağırmaya: - Ey korkunç dönüş, biraz dur! Fırsat ver zayıf belleğimizi toparlamaya! Ağlamak da yararsız, dua etmek de Çark durmuyor, çark acımıyor: L...