Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Oya Uysal etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sandal

Başkasının aynasında görüp sevsem de kendimi, yine girdim dikenlerden ibaret terkedilmiş bahçeme. Kim varsa kapımı kapattığım rüyamdan sızdı içeri gece. Sonunda saksı olmuş bir sandal düşünün ki dalgın gözlerle uzak denize baksın orda mahzun, içli, kırgın ama nasıl da mağrur öyle ömrümün özetiydi sanki sokulup ruhunu okşamıştım. Üşüten yıllar için ısıtan hatıram yok bu dışarıda kalmışlık hissi bu ürperti şimdi uyanmış şehre iniyor sokak yüzünü yıkıyor kedi. Başkasının aynasında görüp sevsem de kendimi, yine girdim dikenlerden ibaret terkedilmiş bahçeme. Kim varsa kapımı kapattığım rüyamdan sızdı içeri gece. Oya Uysal

Serin Oluyor Artık Akşamlar

Aynadaki yüzümle gittim bırakıp hüznümü aynada şimdi kendini seyrediyor herkes hüznün aynasında. İşte güz! Vakit dar giderek eksilirken içimde bir şeyler, baktım eskimiş yalnızlık da. Ey zamana hükmü geçen şaman! Güller deren yazlardan geçtim güzü bağışla bana, bana bağışla güzü, sürdür, güzü örseleyen rüzgârı beklet, kışı ertele, vakit dar. Giderek eksilirken içimde bir şeyler, baktım eskimiş yalnızlık da serin oluyor artık akşamlar. Aynadaki yüzümle gittim bırakıp hüznümü aynada şimdi kendini seyrediyor herkes hüznün aynasında. Oya Uysal

Yazdım Yeryüzünün Kalbine

Gece sessiz. Sızıyor balkondan odaya usul kalp atışları şehrin unutulup gidecek yaşanan bu an´da zamanın bulanık sularında. Ey! Dünden bugüne taşınmış eşsiz kederiyle kabul gören geçmiş. Yazdım, harf harf yazdım yeryüzünün kalbine, acıdı kalbim. Her veda kaybedilmiş bir topraktı bedenimden ve aşk titreyen kandilleriyle sonsuz gökyüzü. Kapısı sert çekilmiş odalarda kendine terk edilen aşklardan döndüm, sonu aşka varmayan yollardan tekrar tekrar kendimden döndüm, ardımda yüzleri silik, soluk kalabalık… Sevdiler beni, sevdiklerim oldu, bir yerlerde çarpan bir pencere, dağılan kalabalık. Gece sessiz. Sızıyor balkondan odaya usul kalp atışları şehrin unutulup gidecek yaşanan bu an´da zamanın bulanık sularında. Oya Uysal -Uzak Olan Sendin-

Parmaklarında Kırık Harf İzleri

Sarılır uyur incecik bir yağmura gecenin üstünü örttüğü sokak, gelir, usul kanatlarıyla küçük beyaz bir peri, fısıldar ilk dizeyi. Parmaklarında kırık harf izleri, kırk çölü aştın, kırk dağı bıraktın da geride, sınandın seni görmezden gelen bakışlardan geçip vardın olmayan şehre. Ah! sana sevmeyi öğreten hayat, esirgese de senden sevgiyi saçları okşanmamış çocukluğunla oynuyor içindeki çocuk. Bak! Çıkıp yürüsen yanında yalnızlığın şimdi -yüzünde içini örten bir gülümsemeyle, öyle,- hikâyesi olmayan kadınlar çekiştirir durur eteklerini. Ruhundaki köleyi özgür kıldın, yettin kendine parmaklarında kırık harf izleri. Sarılır uyur incecik bir yağmura gecenin üstünü örttüğü sokak, gelir, usul kanatlarıyla küçük beyaz bir peri, fısıldar ilk dizeyi. Oya Uysal -uzak olan sendin-

Aşınmış Eşya Deposu

Kendi rüzgârında savrulan bir hayat bu benimkisi öyle usul, sessiz, belli belirsiz. Gün günden çoğalırken içi boş bir ev şimdi şehrim sokaksa, kimi kimsesi kalmamış çocuk bakışlarında yağmur. İşte yerini değiştirdi kederle, yersiz yurtsuz ruhumda bir yer edinen hüzün. Eteklerime sürtünen kedi terk edip gitti evi, aşınmış eşya kokusu, ürperti, akşam! uzanıp uyusam da örtse üstümü biri. Kendi rüzgârında savrulan bir hayat bu benimkisi öyle usul, sessiz, belli belirsiz. Oya Uysal Hürriyet Gösteri, Ocak 2006

Sis

Göğsümden geçerdi göç yolları kuşların. Yaşadım mı, düş mü, hayal mi ne kadar uzak. Bir başka kalpteki yerin kadardı hayat. Neyin peşine takılıp geldim bu bilinmeyen yere unutmanın sisini aralayan şaman! Ey Kuzey yıldızı! Kaybolan geceye yolunu gösteren şamdan içimin karanlığında korkan çocuğu koru. Hatırayı saklayan eşyanın eskimiş yorgunluğu yazlık sinemalar, taş plak, radyolu günler ve kalbin ilk ağrısı bir başka kalpteki yerin kadardı hayat. Her aşk başa dönmekti belki de hayata ve aşka hep geç kalan ben, kimi sevsem bir başkasını sevmiş olurdu. Göğsümden geçerdi göç yolları kuşların. Yaşadım mı, düş mü, hayal mi ne kadar uzak. Bir başka kalpteki yerin kadardı hayat. 1 Uykuya dalan bahçeyi uyandırmadan geçti de yağmurlu güz, kışı atlatamadı, toprakla kucaklaştı sokağın yaşlıları. Hatıranın karanlık dehlizlerinde yerini aldı, yeri göğü aydınlatıp yataktan aynaya yansıyan ışık koynunda sevişmekten tükenip bittiğimde, uçurtması bulutlara değen çocuk s...

Evsiz Bir Sokak

Şehri baştanbaşa dolaşan gecenin ayak izleri karda, şehir ki henüz temize çekilmemiş bir şiirdi gecede evler sığındı birbirine. Avcumda üşümüş elleri odamda sabahladı bir peri uyudu uyandı eşya sayıkladı kedi. Geçip giden evsiz bir sokak durup baktı da pencereme yüzünde donmuş bir gülümseme nasıl da içli, sessiz, nasıl da ince, ürkek, dokunsam parçalara ayrılacak. Karlı damlardan kanatlanan kuşlar ve içimdeki karanlıkta bunalan bir sızı çıkıp karşıladı günü. İçini çekip büyükannem, - Hayat yordu beni! derdi, sakladık dün. Sarıp beline kollarını zaman öpmüş olmalı ayrılmadan çukurlaşmış koltuk, birkaç resim, geriye kalan bunlar. Şehri baştanbaşa dolaşan gecenin ayak izleri karda, şehir ki henüz temize çekilmemiş bir şiirdi gecede evler sığındı birbirine. Oya Uysal -uzak olan sendin-

Annesi Yok Akşamın

1. Kararsız bir yağmurun sıkıntısı desem değil, bir başka şey bu, ama ne. Tanımlamak gerekirse, ezberini unutmuş bir çocuğun alnından öpen hüzün. Aşka dair onca hikayeden sonra adı hakikat konulan sevgili. Kalbimin ayazında üşüyen yıpranmış bir hatıra olsan da şimdi bak bu yağmurdan bir sicime dizilen kolye, gözyaşlarımdan yapıldı. Kendimle konuştukça ikiye bölünen ben, ben bensem bendeki öteki kim. Kendine saklamak sırları, örtmek yaraları, Ah! silahlı dolaşmak arasında dostların. Annesiz çocuk kedileri kapıma bırakıp kaçan sokak, girip otursan, yaslansam dizlerine konuşsak. Akşamın geceye değen teninde bir ürperti. Akşam ki gökyüzüne yazdığı bir şiirdir kanatlarıyla kuşların annesi yok akşamın. 2. Akşamın geceye değen teninde bir ürperti. Akşam ki gökyüzüne yazdığı bir şiirdir kanatlarıyla kuşların. Kime hayrım dokunduysa bir düşman edinen ben, bir imlâ hatası kadar masum ve suçluyum. Hayallerimi seyrettiğim aynadan yüzüme vururken ışık -Kahram...