"يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِۙ "O gün insanlar, ateş etrafında çırpınıp dökülen pervaneye dönecekler." (Kur'an-ı Kerim Kâri’a 4. Ayet) Hatırlarım bir gece gözüme uyku girmedi Duydum ki pervâne muma şöyle dedi: Ben âşığım, eğer yanarsam yeridir, Peki ya senin ağlayıp yanman nedendir? Sa‘dî-i Şîrâzî Hali perişan bir pervâne vardı, Ateşe helâl kıldı tatlı canını. Yüzlerce ateş ve dert içinde olan mumu gördü, Sararmış yüzünün üzerinde gül rengi gözyaşı akıyordu. Kâsım-ı Envâr Kolumu kanadımı çırpıyorum pervâne gibi Her ne kadar benim mumum görüşten uzak olsa da. Seyf-i Fergânî Senin yanağının mumunu arzulamaktayım Tıpkı aydınlığı arayan pervâne gibi. Seyf-i Fergânî Tecelli mumunun nuru bizim gönlümüze kıvılcım attı Tüm bu nuru ve ziyayı o aydınlıktan bulduk. Ubeyd-i Zâkânî Bazen mum gibi ışıldayıp parla aşk ile Bazense pervâne gibi yanıp tutuş aşk ile. Ubeyd-i Zâkânî Sen mum sıfatlı olduğun i...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"