Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Özdemir Asaf etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Lavinia

Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal. Sana gitme demeyeceğim. Gene de sen bilirsin. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, İncinirsin. Sana gitme demeyeceğim, Ama gitme, Lavinia. Adını gizleyeceğim Sen de bilme, Lavinia. 1957 Özdemir Asaf

Güzellik Geride Kaldı

Benim yüzüm, yüzünden baştan başa hüzündür. İkisinden birisi ikimizden biridir Görmeli'dir, eskidir, yaşamış'a dönmüştür Yarışa çıktıkları güzelliği geçmiştir. Ağladığını bilir bilmediği şeylere Güldüğünü unutmuş, hiç görmemiş gibidir. Taşınmayan ne varsa bir yerden öbür yere Seve seve taşımış, sırtına yüklemiştir. Parayla ölçülmeyen sevgi saygı borcunu Ne aldıysa ve kimden aldıysa ödemiştir. Verdiğini unutmuş onun ne olduğunu Ne verdiyse ve kime verdiyse yok bilmiştir. Özdemir Asaf

Aşığın İnleyişi

Heyhat üzerimde yükselen ay yok bu gece Siyah yağmur bulutları göklerde toplanıyor. Sayısız rüzgârlar ıslık çalıyor - ve ben tek başımayım. Siyah yağmur bulutlan göklerde toplanıyor bu gece. Okyanus bir can çekişme haliyle haykırıyor. ......................................................................... Ölmüş aşkların tatlı neşesini hatırladığından Gözlerim yaşlarla dolu. Okyanus bir can çekişme haliyle haykırıyor bu gece. Artık sevgilimi hiç göremeyeceğim Kıyıyı arkasında bırakmış olan Siyah yağmur bulutları gözlerime doluyor, bu gece. Heyhat üzerimde! Yükselen ay yok. Karanlıkların derinliğinden, yağan yağmurlardan Hâlâ onu çağırıyorum. Heyhat bana! O artık dönmeyecek. Harindranath Chattopadhyaya Çeviri: Özdemir Asaf

Sevinç İle Hüzün

Sevinci kapıştılar taşımayı bilmeden, Şimdi bilen yok, nerede oturuyor. Köyün delisi Hüzün, yalnız kaldı yollarda Adam adam, sınıyor, arıyor yoldaşını.. Kıskandıran özlemi, yüzünden okunuyor. Görünüp siliniyor o günden beri. Sevinç bin an gözlerde, dudaklarda. Yerini sevgilisi Hüzün'e bırakıyor. Sevinç'se, uzaklarda, hep uzaklarda.. Şöyle bir görünüyor, hemencecik uçuyor. İşte o günden beri gözlerde, dudaklarda Hüzün, aramaktadır yitik yavuklusunu. O günden beri Sevinç yerinde durmaz Ve kişiliğini ararken uzaklarda O günden beri kimliksiz hüzün olmaz... Özdemir Asaf

Anlam

Ve kayığına bindi, Yanına bir anlam aldı, açıldı. Özdemir Asaf

Darı

Sevmek Nokta almaz Çocuklar. Sevmeye nokta koyan Sınıfta kalır. Onun, Virgülleri vardır Çocuklar. Sevmek noktalanmaz; O, noktadır. Özdemir Asaf

Uçurtma

İnci idi Uçurtmanın adı İpi kopmuş Bir Uçurtma gibi Bir çocuğu Nokta Benim Uçurtmam Bir gün Unuttu ipini Kopardı gitti Bilmediğim bir yere Özdemir Asaf

Güzel'e

* Bana yalnız güzel yanlarını gösteriyor: Güzel. Bana kendini olduğu gibi gösteriyor: Gerçekten güzel. * Güzellik bir bütünün sonucudur. Bunun için kolay görülmez, kolay varılmaz, kolay anlaşılmaz. * Birdenbire kendini veren güzellik, birdenbire gider… Gelişi gidişi yararlıdır. Salt güzelin ayağa düşmesini güzelliğin bu türü önler. * Yeni: Zaman içinde herkesin değmediği. Güzel: Alan içinde herkesin görmediği. * Nasıl gelirsen gel, gelince nasıl olursan ol. Giderken olabileceğin en ulu yön iyi olmandır. En küçüğü.. Hiç olmazsa güzel olmak. * Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir. Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir. Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir. Yalnız ben biliyorsam bu aşktır. Hiç kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır. * Bir de en güzeli vardı Sözünü unuttuğum. * En güzelleri unuttuklarım değil en unuttuğumdu. * İyiyi mi seçersin, güzeli mi? diye sorsalar bana. Her ikisini de ikiye böler, yarım birinden yarım öbüründe...

İstanbul ‘da Olmak isterdim

Şu anda İstanbul’da olmak isterdim. Mihrabat Korusunun dar yollarında seninle Yan yana,yana yana yürümek… Bir de martıların kanatlarından seyretmek İstanbul’u. Bir de sen olacaktın yanımda adamım. Bakarken Çamlıca´dan mehtaba, Dinleyecektik en güzel aşk şarkılarını. Ve ben senin gözlerinde kaybolurken, Seni Seviyorum diye haykıracaktım Marmara´ya Şimdi yanımdasın belki ama, Ne Mihrabat Korusunun dar yollarında, Seninle yan yana,yana yana Yürüyebildik… Ne de bakabildik Çamlıca’dan mehtaba Ne de dinleyebildik en güzel aşk şarkılarını Sadece kaybolabildim gözlerinde ama Seni seviyorum diye haykıramadım Marmara’ya… Özdemir Asaf

Her Yeni Yaş İçindir

Beni bundan böyle Beklese-beklese Hüzün bekler, Çağırsa-çağırsa Hüzün. Neden mi? Neden olacak.. O kadar gezilip görüldü ki... Hep ben bir şeyden, Bir yer’den Bir kimse’den uzaktaydım Ve kendimden. Ölüm beklemez beni.. Çünkü, ben gene de Bir şeye, Bir yer’e Ya da bir kimseye giderken de Kendimden uzakta olacağım. İşte Bunun adı hüzündür. Özdemir Asaf

Şarkılar

Her şarkının götürdüğü yer başka, Hepsi başka başka sinmiş içime. Biri, Büyükdereye götürüyor, Biri on altı yaşımın Kadıköyüne. Kimse sevgimi bilmez şarkısı Eskiden ağlatırdı beni; Şimdi düşündürüyor. Özdemir Asaf

Şakacı

Güler, gülümser bir şakacı, Güldürür,düşündürür, Arada-bir durur, gözleri dalar, Neler söyler, neler susar.. Yoksa, çok acı bir şakayı Şakadan da olsa, Çok yalın bir karanlığa mı saklar.. Oynadığı oyunsa, Yaşamda oynadığı, Oyununu mu yaşar.. Oyunda yaşadığı, Yaşamını mı oynar.. Yaşarcasına, oynarcasına. Öyküler anlatır olmuşcasına, Sonunu mutlu bağlar, Gider evinde ağlar. Özdemir Asaf

Değil

Aralarından geçiyorum Hiç kimse el-ele değil Herkes kendine dönmüş diyorum. Birkaçının içine bakıyorum Hiç kimse kendisiyle barışık değil. Herkese kendimi anlatıyorum Kime kendimi anlatsam şaşırıyor Kendimi kime anlatacağım şaşırıyorum Hiçkimse ilkin kendine alışık değil. Özdemir Asaf

Ben Değilim

Bir akşam-üstü pencerenden bakıyordun Ağır ağır, yollara inen karanlığa. Bana benzeyen biri geçti evinin önünden. Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya.. O geçen ben değildim. Bir gece, yatağında uyuyordun.. Uyanıverdin birden, sesiz dünyaya. Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan, Ve karanlıklar içindeydi odan... Seni gören ben değildim. Ben çok uzaktaydım o zaman, Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya. Artık beni düşünmeye başladığından Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya.. Bunu bilen ben değildim. Bir kitap okuyordun dalgın.. İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı. Genç bir adamı öldürdüler romanda. Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın.. O ölen ben değildim.. Özdemir Asaf

Özlem

Bir gece, Gecede bir uyku.. Uykunun içinde ben.. Uyuyorum, Uykudayım, Yanımda sen. Uykumun içinde bir rüya, Rüyamda bir gece, Gecede ben.. Bir yere gidiyorum, Delice.. Aklımda sen. Ben seni seviyorum, Gizlice.. El pençe duruyorum, Yüzüne bakıyorum, Söylemeden, Tek hece. Seni yitiriyorum Çok karanlık bir anda.. Birden uyanıyorum, Bakıyorum aydınlık; Uyuyorsun yanımda. Güzelce.. Özdemir Asaf

Önce

Ağaçlar çizerdim, yeşillenirdi; Çizdiğim ağaçlara çizdiğim kuşlar gelirdi. Ormanlar düşünürdüm, uyurdum, Düşündüğüm ormanlarda kaybolurdum. Anı kuyularından çekmek bir yudum acı su, Bir yudum acı su, çekmek anı kuyularından, soğuk su. Bilmedim bu, ya bir korkunun duygusu, Bilmedim bu, ya da bir duygunun korkusu. Kent dayanıyor bahçenin duvarlarına, Yeni bahçeler çiz, gözlerinin kuşlarına. Hazır kent dayanmışken bahçene Kuşlarını gözüne sal, götür ağaçlarına. Özdemir Asaf

Özdemir Asaf Sözleri

Ne derseniz deyin, Heykellerin saçı yoktur. Dünüyle ünlü insanlar bugün gün yüzü görmezler. Her seven sevilenin boy aynasıdır. Sevmek sevilenin o aynaya bakmasıdır. Sevilenin yanlışı görünmez, sevilmeyenin görüntüsü yanlıştır. Damla biraz daha küçük veya büyük olamayacağı gibi ben de biraz daha şöyle biraz daha böyle olamam. Evlilik, iki kişilik yalnızlıktır. Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler . Bir sevgiyi anlamak, bir yaşam harcamaktır… Harcayacaksın! Bugüne en uzak gün, dün. Dün sabaha karşı kendimle konuştum. Ben hep kendime çıkan bir yokuştum. Yokuşun başında bir düşman vardı. Onu vurmaya gittim ve kendimle vuruştum. Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. Sustuğunu bilen olgundur, bildiğini susan değil. Ben ölseydim, o belki ağlardı. Ama o ağlasaydı, ben ölürdüm. Bir insan treni kaçırırsa başka bir tren gelir onu alır. Bir ulus treni kaçırırsa başka bir ulus gelir onu alır. Gerçek değer; gelmesi boşluk d...

Ben Size Ne Yaptım

Ben size ne yaptım Çağrı mı, armağan mı, ceza mı Ne vardı böyle karşıma geçecek Ben ne yazılar ne çizgiler yitirdim hatırlamadım Ne var ki sizinki onlar gibi gitmeyecek Artık olan oldu Gitmeniz gitmeseniz bir Ben de düş kursam da kurmasam da Aklıma yüzünüz gelecektir Ben size ne yaptım, Ne kötülüğüm dokundu size İnanın - hoş niçin inanacaksınız- Sizi şu ana kadar tanımazdım İnanmak, bilmek yakışmaz size Karşıma çıkmayacaktınız. Karşımda bir resim gibi şimdi Kuramadığım düşlerin çizdiği, siz Hem gözüme hem düşüme Çakılıp kaldınız Renklerinize ve biçimlerinize Düş dışı gerçeklerin çizdiği siz Beni benden çıkardınız Beni benden aldınız Göz görmeye-görmeye Bir uzağa bıraktınız Kendime dönmeye artık çok geç. Özdemir Asaf

Duyguya Taş

Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir. Duyguluya sor, Ona aşkları da acı verir. Hep bir karanlığa uyanır, yalnız: Düşleri gerçekleri, gerçekleri düşleridir. Aldatsanız, aldansanız, O hep bir karanlığa uyur gibidir. Hiç ölüsü yoktur, Herkes, her şey anısındadır. Geleceği geçmiş'in gözünden okur; Hep bir yangının bacasındadır. Gülerken bir düğündür, acı-son'lu, Aldatılara uğurlayan gelinlerini. Bir çocuk bahçesidir, renk-renk balonlu, Savaşlara uğurlayan bebeklerini. Sinmiş her şarkıya, her uyanı'ya, uykuya, Ölümün yaşayan kardeşidir. Hep sezer, sezdikçe duyguluya Yengiler de hüzün gelir. Özdemir Asaf

Hoşçakal

siyah beyaz tuşlarında piyanomun seni çalıyorum şimdi çaldıkça çoğalıyorsun odada sen arttıkça ben kayboluyorum seni doğuruyorum geceye adını koyuyorum aya bakarak her şey sen oluyor her yer sen ben ölüyorum sesini duyuyorum rüyalarımda gözlerimi kamaştırıyor ışığın rüzgar sen gibi dokunuyor bana ben doğuyorum duymak istediklerimi söylemiyorsun hiç dokunmuyorsun bana sen gibi bir şimşek çakıyor tam kalbime düşüyor yıldırımı ben gidiyorum Özdemir Asaf