Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Celâl Üster etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İçime oturan

Şafakla gitmene diyeceğim yok. İçime oturan, gece yarısı ayrılman. Ki Tsurayuki

Döşeğimde uykusuz yatarken

Dağ başındaki evimde, güz saltanatını sürerken, saatlerin en yalnızı. Döşeğimde uykusuz yatarken, yürek dağlayan bir geyik çığlığı. Mibu Tadamine

Yürüyüp gittiğin yola bakakalmışım

Gözlerimde bulutlar, yürüyüp gittiğin yola bakakalmışım; ansızın Ay doğmasın mı! İzumi Şikibu

Akşam karanlığı inince

Akşam karanlığı inince, kaldırıp kapının mandalını sessizce beklemeye başlarım, düşlere dalıp gittiğim zaman beni kollarına alan kadını. Otomo Yakamoçi

Yüreğim yangın yeri

Gecenin aykaranlığında koynumda yoksun ya, hasretinle uyanıverdim: Yüreğim yangın yeri, memelerim yanardağ. Ono Komaçi

Söz tükenmiş, aşk sütliman

Gün ağarmış, yapraklar derin bir sessizliğe bürünmüş, yelkenleri suya indirmiş rüzgâr, gece bitimi iki sevgili sanki, söz tükenmiş, aşk sütliman. Saygyo

Döşeğimde birbaşıma

Döşeğimde birbaşıma, yüzü gözümün önünde: Beline inen saçları bakışlarımda, saçının yumuşaklığı avuçlarımda. Fucivara Teyka

Al bastı gül yüzüne

Sular dökündükten sonra, güzelim sevgilime, mor fistanımı verdim üşümesin diye. Al bastı gül yüzüne. Yosano Akiko

Hayalifener

Bu sevda hayalifenere döndürdü beni. Ah, hayalinin feneri olaydım keşke. ?

"Gel" dedim sanacaksın

Bir pusula göndersem, "Ay aklımı çeliyor, gece büyüleyici" desem, "Gel" dedim sanacaksın, "Gelme" dememişken! ?

Kimse anlamasın

Öyle bakma bana, Sazlara dolanan çimenden Daha sevecen - Gülümseme bana öyle, Kimse anlamasın. ?

Siyah bir pars gibi düşlerime giriyorsun

Değil mi ki, geceleri siyah bir pars gibi düşlerime giriyorsun, anlaşıldı, bu aşk beni öldürsün istiyorsun. ?

Eski Japon Ozanlarından Aşk ve Özlem Şiirleri

Sabahın ilk ışıkları belli belirsiz titreşirken, hiç ses çıkarmadan mintanını giydiriyorum yaslara bürünerek. ?

Korkarım çabucak ele verecek

Rüzgârla savrulan dalgalar, çarpıp kıyılara, çamların köklerini açığa çıkarırken, korkarım, çabucak ele verecek aşkımı hıçkırıklarım. ?

Bir daha hiç göremeyeceğim

Bir daha hiç göremeyeceğim bir sevgilinin özlemiyle, Tama Koyu kumsalına yaydım giysilerimi, umarsız, yapayalnız bir gece. ?

Hiç konuşmasa da olur

Sevgilimin evinin önünden geçerken, hiç konuşmasa da olur. Yeter ki lütfetsin, gözlerini göstersin. ?

De ki, yolculuğa çıktın

De ki, yolculuğa çıktın, deniz kıyısında konakladın ve sis bastırdı ansızın. Bil ki, inleyip ah ederken kopan nefestir ciğerimden. ?

Kiraz çiçeği gibi kızarırım hemen

Ne zaman sake koyacak olsam sevdiğim delikanlının kadehine, kiraz çiçeği gibi kızarırım hemen daha kadehi dudağına götürmeden. ?

Yatağında Yalnız mısın?

Ariake ya da “sabaha karşı solup yiten ay”, eski Japon saraylarında “aşk” la ilişkilendirilen bir imgeydi. Aşk yorgunu iki sevgili, bilirdi ki, gündoğumu yaklaşırken ay batı tepelerine yol aldığında, çok geçmeden ayrılmak zorunda kalacaklar. Erkek, alacakaranlıkta kalkıp, el yordamıyla yelpazesini aranırken; kadın, giysilerini giydirir, elleriyle saçlarını tarar, kapıya kadar uğurlardı sevdiğini. Solgun ay, gökyüzünde son bir kez dolanıp, yerle göğün bitiştiği yerde gözden yiterken, kadın odasına döner; sevgilisinin, göndereceğini bildiği şiirini beklerdi. Şiir, çiçeğe durmuş incecik bir dalla bezeli, özenle katlanmış bir kağıtla geldiğinde, her sözcüğü usulcacık okur; sevgilisinin kurduğu imgelerin yüreğine düşürdüğü sözlerle dokuduğu yanıtı dizelere dökerdi. Şiir, sık sık ya da açıktan açığa buluşmalarının hoşgörülmediği bir dönemde, sevgililer arasında vazgeçilmez bir iletişim biçimiydi. Yatağında Yalnız mısın? Eski Japon Ozanlarından Aşk ve Özlem Şiirleri Celâl Üster'in...