Ana içeriğe atla

Kayıtlar

elif şafak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Uzaktan sevmek

Uzaktan sevmekde güzeldir, ne acıtır ne de incitir. Uzaktan sevmek, sesini duyduğun ama görmediğin bir denizin yakınında yürümek gibidir. Elif Şafak

Yalnızlık Efendi

Bilmem Yalnızlık Efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim kendisini, zannımca o da benden memnundur. Yalnızlık Efendi uzunca boylu, titiz, temiz ve bakımlıdır. Çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. Kıyafetlerini nerede diktirir bilmem ama giyimi kuşamı farklıdır. Hayatımda tanıdığım en donanımlı, en kültürlü, ayakları en çok yere basan varlıklardan biridir. Okumayı, düşünmeyi ve hayal etmeyi sever; haftada en az üç kitap bitirir. Tefekkürü de bilir, tevekkülü de. Özgüveni yüksektir, kendi kendine yeter. Kimseye yalakalık etmez, hesap kitap yahut pazarlık ve çıkar işlerinden hazzetmez. Elalemin nabzına göre şerbet vermez, kula kulluk etmez. Vefalıdır. Sadıktır. Kendisine yapılan iyilikleri asla unutmaz ama kötülüklere gelince hafızası balıkların hafızasına döner; kemlikleri ve kinleri çabuk unutur. Kimseyle düşmanlığı yoktur. Kancıklık sevmez. Dedikodu etmez. Başkasının gölgesine muhtaç olmadan tek başına yaşayan hür ve gür bir ağaç gibidir. Canı sıkılın...

Labirent

"Bir labirent şeklinde inşa edilmiştir gül bahçesi. İç içe dönemeçler, çıkmaz sokaklar, beklenmedik sapaklar… bilmece içinde bilmece… Saptığın her yol seni labirentin daha da içine sokar. Merkezine. Göbeğine. Öyle bir hal alır ki en nihayetinde, bu labirente ne zaman ve nasıl girdiğini bile hatırlamaz olur; geri dönüş yollarını hepten yitirip kaybolursun. Bu arada “eski sen” en bekâr, en genç ve toy halinle labirentin dışında bir duvar dibinde sessizce bekler. Elinde solmuş beyaz çiçekler. Yüzünde mahzun bir ifade. Bekler ki hatırlayasın. Bekler ki geri dönesin. Bekler ama nafile… Zira “dış dünya” diye bir ihtimal kalmamıştır artık labirentin içindekine." Elif Şafak

Firarperest

Uzaktan da sevilirdi yar. Mümkündü. Hem mümkün hem imkânsızdı aşk. Hayatın bir parçasıydı dokunmadan sevmek. Yaklaşmadan. … Kelime cömerdi, duygu cimrisi bugünün insanı. Konuşmaya gelince açıyor ağzını, duygulanmaya gelince tutuyor kendini. Zaman yok ya, hep bir telaş halindeyiz ya, bunca koşuşturma arasında kimsenin durup da duygulanmaya vakti yok. … Erkekler nedense yalnız kalamıyorlar. Ürküyorlar yalnızlıktan. Karanlıktan korkan oğlan çocukları gibiler. … …kaç hezimetten sonra bezgin, kaç sevdadan sonra kalpsiz, kaç kelimeden sonra lal olur kişi? … Ne adam göze alabiliyor çekip gitmeyi, ne kadın. Kalıyorlar aynı yerde, tıpatıp aynı şekilde. Evlilikleri orada burada konuşuluyor, “en başarılı evlilikler” arasında sayılıyor. … Diyemiyorlar ki “karşılıklı sevgi ve saygı bir de karşılıklı bir türlü çekip gidememek… … Her seyyah bilir ki, gittiği yerde onu gene kendisidir karşılayacak olan. … Yalnızlık Efendi…Okumayı, düşünmeyi ve hayal etmeyi sever;haftada en az üç kitap bi...