her evde ‘büyüyen bir şey olmalı’ derdi fesleğen tohumlarını uzatırken bana kelebek ömürlü dostum gülümseyince gözleri görünmezdi. kavun kabuğunda yaşam diriltmeyi ondan öğrendim omzuma koyunca ellerini koca dünyayı sırtlamaya yeterdim şimdi sırtımın dayandığı tüm duvarlar yıkık kendimi kitap aralarına dolduruyorum nicedir hüzünlü şarkılara gömüyorum oysa bahar, ben farkına varsam da varmasam da gelmiş geçiyor dönüşümünü tamamlıyor mevsimler mevsim değişimlerinin en çok annem farkında emdiğim ak göğsünü hastane kapısına bırakan annem oturmuş benim için dilek çiçeği dikiyor bu mevsim iyi tutarmış elinde cetvel dalını ölçüyor her gün bir metre olunca iş tamammış sırf annem sevinsin diye bir dilek tutup uyudum gece doğulu bir çocuğun yırtık cebinden düşen sevda çekirdeğini buldum başucumda yanık kürt ezgileriyle uyandım her kız yaşlanınca biraz annesinin yüzünü alırmış bugün aynada anneme baktım bütün coğrafyalar aynı iklimi taşıyor hiçbiri birbirine uza...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"