Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Cihan Oğuz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çınardan Dökülen Kırk İki Yaprak

Yağmuru bekledi koca gün, beklemek zûlmüş gibi İçinde gezinen yedek bulutu gözlerine sakladı Yollara düşmeyi denese aynı ağaçlar aynı hizada Elini kalbine koyar koymaz gelsin uyku sığınağı Yoksa fırtına mı demeli uykuya? Öyle aniden Üzerini örter gibi yıldızların, geceyle didişerek Her yıl bir yaprak daha düşüyor çınardan Yaşlı bir aslanın boynu bükük dönmesi gibi ormana Dibine kadar mağlûp, dibine kadar mağrur, dibine kadar munis Sürçülisan işte, hangi söz tam oturmuş ki yerine? Bir atasözü diğerini tutmuyor, kelimeler sırılsıklam Yağmuru bekledim diyorum, koca gün, koca ömür Kocadı içimdeki çocuk, bıyığı terledi Yaş kırk iki oldu, tevellüt 963, ama hâlâ doğmamış Dünyaya gözlerini açmaya çalışan bir kartal sabırsızlığı Cihan Oğuz

Bahtsız Deve, Çöl ve Kutup Ayısı

Kendime ilân ettiğim savaşta otuzdört yıl devrildi Devirdim düşlerime bahşedilen çamları da Niçin bütün güzel kadınları seviyorum ama birine aşığım? Ah bu yanıtsızlık belki ömrümün nişânesi Sayım yapıldı: Düşlerinden bir adım geridesin  ve ömür böyle bitebilir Aşk böyle sona erebilir,  nasılsa alışıldı bir mevsimin henüz tamamlanmadan elvedasına İklim böyleymiş, külâhıma anlat, güya bahanesi de hazır  şarabı devirmenin Oysa seninle her an karşılaşmanın o çıldırtan şarkısı  çalınıyor kalbimde, yapayalnızım, bunu anlayacak kadar uzaktan dinliyorsun Hayat bütün bağlılıkları bir yere bağlamış öyle hissediyorum ellerini her gördüğümde Nerdeyse tutacağım, şimdi kıyamet kopacak, çıldıracaksın Çantan başıma inecek, fırlayıp gideceksin kendi gökyüzüne bütün fallar boşuna bakılmış olacak Ah içimde ukde kalır bu şaşkın skandal Korkma, hiç yaşanmaz nasılsa,  artık posta güvercinleri yetişmiyor düş bahçelerinde Ulaşmaz ellerine parmak uçlarımda yazılı mahrem şiirler Buyrun ...

Milenyumun İlk Özeti

Şairlerin yağmuru es geçtiği yıllardayız Tosbağa meraklısı diye ti' ye alınanlar birer galip sayılır mağlup Çocukların adlarını nüfus kütüklerinden silmek üzereyiz  Damla Çağla Nehir Bulut Yok artık, hiç olmayacak uzun bir zaman  Aşklar zaten birer cirit oyunuydu Kimse duramıyor azgın atın üzerinde  Herkes birbirine borçlu Bir cebinden umut eksilten Ötekine hüzün depoluyor anında Yaşı yirmiye varan efor testinden yenik çıkıyor Kırkı geçen biraz ' eski tüfek ', dayanıyor ayrılıklara  Kapanın elinde kalıyor hayat, keşke biraz ağlayabilsek Ama oyuncağımız kırıldığı için değil, kalbimize  Kopasıca dilimizi biraz olsun tutup susabilsek Belki yeni sözler birikecek hikâyemizde  Birinci sınıf vatandaşız kapana kısılan fareler cumhuriyetinde Nasılsa sınıf farkı da kalmadı, hepimiz dipteyiz.  Batık bankadan parasını kurtaran en kahraman Kredi kartının asgari tutarını ödeyen cengâver  Dağınık bir yazboza benziyor ömrümüz Ne zaman b...

Sonrasızlık

-babama- Çok mu uzar gecenin kendini kanıtlaması bir yağmur tanesi hızını kesmişken sağanakların? Oysa sen deniz ortasındaki şaşkınlığımsın Rüzgâra da küstüm, küstüm işte, kimse bağışlamasın Şarkılardan kaçışım hep bundan. Siz hiç bahara çiçekten yoksun girdiniz mi? Benim kalbimin yarısı yaşadı bunu Diğer yarısı da anılarla incindi. Susmakla başlayan her elveda bir çerçeve parçalar Duvara sığmayan görüntüdür hüzün Kuşların olağan göçü sanırız Meğer ki bir çiçek kendini erken soldurmakta… Artık belaysa gecenin kendini aldatması Yıldızlar hep yanlış yörüngeye dağılır Bir bıçak darbesidir uçurum dipleri de Kanattıkça çiçeklere eksik renk bağışlayan… Gidişini sorsam, zamansız bir yaprak dökülür takvimlerden Gel diyemem, yüzlerce mum birden söner kalır içimde. Cihan Oğuz BENİM İÇİN SONRASIZLIK... Çok az kişinin yaşayabileceği güzel bir çocukluk geçirdim. Babamın memur olması nedeniyle uzun süren taşra yolculuğunda, O'nun Kore Savaşı'nın hemen ardından a...

O Sessiz Efsane

Tutunduğun kabuslar içimi tırnaklıyor Orada bir çocuk alnına kan sürmekte uğur getirsin diye Aşk kaç bucak ötede? Kimse bilemedi, amansız kanamalar devam Kanamalar soluksuz devam, bir derviş yön gösterse herkesin adımları ters yönde Kır düştü mevsimsiz yaprakların üstüne Kıraç yolculukların kenarında hep ortası siyah işaret direkleri... İğne yapraklarını döküyor ayın kalbinden vurduğu o ağaç Evimizin duvarında yaralı bir resim asılı şimdi Baktıkça gözlerimiz yoruluyor o renkler karşısında O renkler gözümüzün fer nöbetçileri, Kalbimizin gerili damarı, Alnımızın geciken akı. Ay selamsız kalmışsa şimdi Tanrı’dan habersiz bir hiledir bu... Güpegündüz altımdan kayan koca bir taş idi o Yarattığı boşluğu kimse farketmeden binlerce nergisle kapatan Bazen alabildiğine cadı Tırnaklarını hayata geçirirken Benim de canım çok acıyor Canım çok acıyor, kendimi tokatlayıp da dindiriyorum yıldızların hüznünü ancak Senden kaçtığım her gece günah çıkardığım bir tanrılar engizisyonu...

Aşka Takoz

Benim dışımda bir şeyler oluyor hayatta Uyanık davranıp sezemiyorum perdenin ötesindeki dünyayı Ben senin için şiir yazıyorum örneğin Sen neredeyse bana garip aşklarını anlatacaksın Tanrıyla bir sözleşme de imzalamadım oysa Sırata adım atamayacak kadar yorgunum Keşke bunları bilsen de benden kurulu yeni bir yalan uydursan ömrüne Aşılamayacak kapıların ardındasın sen Herkes sabahları önce yüzünü temizliyor gecikmiş gerekçelerle Biraz alışkanlık, biraz tutku, biraz da aşka meydan okuyan o çıplak söz Ölüm ile alışkanlık arasında çınlayan sarkaç bir vursa tam 12’den cesaretini Kimsenin kalbi yoksul değil aslında Keşfedilmemiş bir atardamar saklı o şarkının ortasında Biraz yükselse tını, bütün perdeler kapanmayı unutacak Sürecek o gaflet oyun boyunca Sürecek de ne değişecek aşka dair? Yine bir yarım fırtına tepetaklak Yine bir yılan deliğinde boylu boyunca... Cihan Oğuz

Dış Kapının Mandalı

Düz bir çizgiye oturmadı hayatın Yine de bahçede güller açmaya devam ediyor Uçaklar yine rötarlı kalkıyor, trenler hep hamam gibi sıcak “Hayat devam ediyor” deyip avutma beni Dursun artık Serkisof marka eski bir saat olup Olay mahallindeki delilleri böyle toplayabiliriz ancak Bu yağmurda ne mi arıyorum kapında? Islandım, üşüdüm, bunu söylemek isterim belki Kırıklarım var karnemde senden sonra anneme göstereceğim Yolların nereye çıkacağı belirsiz Kalbim de avutacak bir söz istemiyor artık Senden ne kalacaksa kalsın yıldızlar hükmünde Dış kapının mandalıyım, her şeye maydanoz Yine de sesini özlüyorum, suçlarımın son bölümünü Orada keşfi mümkünsüz bir aşkın yorgun haritası Cihan Oğuz