Ana içeriğe atla

Kayıtlar

türkan ildeniz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ufka Damlayan Alınteri

Asıl adın neydi - unutturdun zaten ben sana hep Abbas diyordum bir ayağın eşikteyse, tetikteydi diğeri hep. Evet Abbas, Abbas yolcu yine hangi iklime böyle - hangi mevsime bu kez hangi serüvene olacaksın özne. Çözülüp bin sevdadan bir mavi uğruna dolaştın her çağı karanlık sayfalarını kargılayıp, kargışlayıp dünyanın İNSAN için - yeniden yeniden - İNSAN durma sefer eyledin, MUT dedin, UMUT dedin ne çok sevdim seni ben, ah sen bunu hiç bilmedin boşladın gönül yurdunda ocağı, kucağı. Gurbetin soykütüğünde yazılıdır adın. Seyir defteri, zirve defteri kaçıncı bu, kaçıncı cilt Abbas UFKA DAMLAYAN ALINTERİ Çölde ARUZ yürürsün, kervanın kumda KUMA - müstef'ilün failan - her sahrada bir vaha bulursun mutlaka ama bulunduğun her yer sana uzak... Böyle gidip gidip nice - sonra ki eyvah yine aynı noktaya varmak ve görmek işte : barış çubuğunun bir ucu silah tanımla - yorumla - anlatımla olmaz hüsranı yaşayan anlar ancak. Acının ve gecenin rengi siyah diye yolları ast...

Beyaza Dönsün Diye Devran

Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt - maviye bak. Bir bugün mü , başında bunca bela. Hatırla , bulut değildi , umut hiç değil üstümüze abanan - isli duman. Biz ki milattan önce , milattan sonra acı kara yıllar devşirdik sabırla beyaza dönsün diye devran. Kimi zaman bir çığlıkla çıktık , çığ altından bir çığlıkla yıktık surları kimi zaman. Biz ki nice tuzaklardan , sunaklardan korlardan , korsanlardan kurtulan kurban. Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt - maviye bak. Sesin gökyüzüne akan ulu bir çavlan susma , zamanın durağı yok. yok tarihin molası. Bırak sesin gökyüzüne aksın , yıkasın yıldızları. Kapama şarkını , şarkını kapama durma öyle kendine uzak. Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt - maviye bak. Değer kıyımlarına en soylu yanıt şarkıyla güneşe köprü kurmak. Türkan İldeniz

Gecedir

gecedir durdum ortasında hüznün yağmur mermi gibi iniyor sabrıma bu dar havadan bıktım artık yoluma mayın ekerek giden aralık yatmış pusuya Ocak sapa kaldı yamacından geçtim şubatın da gecedir yumruğum kendi avcuma öylesine sürüldü ki yüreğim buzullara öğrendim ateş yakmasını suda o hırçın nehir köprüleri yıkmış bahar karşı kıyıda gün olur bir şiir açar gökyüzü büyür tat gelir acıya. Türkan İldeniz

Gelme Sakın Perişan Olacağım

Öfkemin gülleridir, yağmura döner yüzünü küsüp senin güneşine İçilecek bir kadeh schnaps¬¥unu yarım bıraktım Gelme. Gölgeni yıkma yoluma bocalıyorum Kasırgalar yaratma öyle çılgınca Korkulu soluklarda geniş olmak kim Yaşadıkça yaklaşırım sandım - oysa suyun ateşle uyumsuzluğu gibisin Kopabilir desem en ince yerinde Geçmişe uyanan gözlerinin Ateş gemilerini bir bu ürkütür Şimdi uzaktan gülüp geçtiğim Şimdi uzaktan gülüp geçtiğim Ne mi çıkar güneş tutulmasından Nasıl mı çocukluğum Ben o zamanlar da böyle üşürdüm Evlerde katı yönetimli kuklalar çatışmalara hazırlar saygımı Beklediğim günlere daha ne kadar Anlatılmaz umutlara merhaba Hatırlatma bütün onları ve onları Benzer benim çektiklerim Peygamber Yusufa Bir anda çağrışımlar yok edince zamanı Uzaklaştıkça ölçülere vurması kolaylaşan Nasıl mı çocukluğum Geçti mi çocukluğum Çocukluğum mu - hiç yaşamadığım Bırakır her yerde kendini hüzne Unutmak pazarında en pahalı Buyruklar - buyruklar - buyruklar ...

Taşra Kızının Deliceleri

gözlerim seni görünce güzel saçlarım senin için uzun tenim seninle sıcak böyle sakınmaklar gereksiz bunu yeni anladım kırıp dikenli telleri geldim yanına dört tarafımda elle tutulan karanlıktı -bilirsin raylarca uzuyordu yalnızlığım körkandil kısır anlayışlara bir kinim vardı, zamanın eritemeyeceği bir sancım vardı öylesine belirgin yokluğun özlü çıbandı sanki duramadım duramadım dayanılmaz isteklere bütün bağlardan kurtulup bir an gözlerinin büyüsüne geldim ellerinin ateşine yak beni sen uykusun vazgeçilmiyorsun seni kendim kadar seviyorum günlerden bir gün duysam da acısını beni ilk öpenin sen olmasını istiyorum beni ilk öpenin sen olmasını Türkan İldeniz