Başlarken Saçsız dağların, engebeli örtüsünü geçip arkasındaki o yeşil vadiye varırsınız. Bir dostun bir dost için düşünebildiklerini düşünürsünüz o an, o vadide. Ve günlerin nasıl akıp gittiğini görürsünüz. O vadideki o akarsuda. Belki bilim adamı gözüyle. Belki normal, sade bir vatandaş gözüyle. Belki de bir dağ adamı gözüyle seyredersiniz. O tertemiz görünümü. Ve arkasından da dersiniz ki:”Mükemmel.” İşte insanda bir dost için bu ruh haliyle düşünüp adına tümcesine, o dostun varlığına ruh katıp ona sade gözle bakabildiği oranda güzel bir dost kazanmış olur. İşte bu duygularla…”ESKİ BİR DOST’A”: Eski Bir Dosta Dostlar… Tomurcukta tanıştık, asma katta Irak’ta kalmıştı, bilgi istedi. Aciz Faki’de Uzun uzun anlattı o kış gününde Adı Ahmet’miş, dostumun dostuydu. Gırgır matrak bol, neden? Yoktu. Arkadaşlığımız kahkaha ile gülümse arasındaki yoldu. Ben anlattım, o dinledi. Tartışmadan ...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"