Hiç kimseye söylemedim; ihtiyar taşa aşık olduğumu. Kimin dudağı değse kenarına, Kıskançlığımın zincir boyu, Ayaklarıma takıldığını. Nihayetinde bir takunyaydım, Sesimden başka neyim ola… Hiç kimseye söylemedim; Çirkin bir yaprağa aşık olduğumu. Bulutları beklerken göğün mahrem yerinde Sevgilimin tenine rüzgarların dokunduğunu. Nihayetinde bir damlaydım, Pıtırtımdan başka neyim ola… Hiç kimseye söylemedim; Eski bir kapıya aşık olduğumu. Kuş kanadında sakallı adamların gelip, Bir ekmeği bölerek pirleri gömdüğünü. Ağzımı açıp "ah mine’l aşk" desem, Aralıkları kapatıp, kalbime saklandığımı. Nihayetinde bir kilittim, Yasaklarımdan başka neyim ola… Hiç kimseye söylemedim; Bir adım ötedeki denize aşık olduğumu. Uçanların gagasından ağıtlarımın döküldüğünü. Bir yudum içmek için gönlünden Uzayan köklerime, ömrümü verdiğimi. Nihayetinde çıplak bir ağaçtım, Yalnızığımdan başka neyim ola… Hiç kimseye söylemedim; Yarattığım çukura aşık olduğumu. Yüksel...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"