Öğle vakitleri; benim ser-i mezarım murdar ettiğim hayat yorganların altında Hep böyle uyanıp çenemi yuvarlıyorum Hacminden taşan bir karanlık var. Canlı ve ölmeyecekmiş gibi duran çalışkan insanların fotoğraflarında belki bu yüzden yokum Masumiyet, iplik, tuğla gibi kelimelerle açıklanabilir bir durum yaratmak istiyorum Anlam bir patırtı halinde dökülüyor dışarıdan Şimdi ne yapmalıyım? Diyelim ki ben dikenli bir kaktüsüm günün soluksuz bahçelerinde büyüyen Bu zavallı kaktüs ne yapmalı? Uyanmak ağır eylem hareket bölünerek çoğalıyor meraka benziyor bu haliyle kim ne nerede bana ne? acımasız ve çiğ kalabalık büyük yanıtlar peşinde sanki henüz bitmeden sorular… imdaaat! ben zamanı uyutayım mırıl mırıl ufkun sandalında deniz tutmuş gibi Göğü açıp kapatıyorum mahrem yerlerini gösteriyorum İşte bana benziyor, açlık dökülüyor Suçlu gibi karışıp yer altında lağıma her ruhtan bir lokma alıp yatışıyor acımak yok artık.. Yeniden solucan olmak yok.. Bir dönence gi...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"