1 Bu gözyaşları ne? Doğudan esen bir rüzgâr ne? Yakınmalarıyle yüklü benim yitik insanlarımın ve yurt özlemiyle boğazlanmış ve kaskatı bu rüzgâr ne? Toprağı ve ufku doyuran bu sesler ne? Ovanın umutsuzluğunu döken, çırılçıplak, bu sesler ne? Yüzüme, gözüme, yüreğime, boğazıma çiy gibi, kan gibi yayılan, kölelik kokusunu boşaltan bu sesler ne? Bu gözyaşları ne? Doğudan esen bu rüzgâr ne? 2 Sizi çağırıyorum sizi. Sıkıyorum ellerinizi. Kucaklıyorum ayaklarınızın altındaki toprağı ve diyorum ki: Yaşamım sizin. Sunuyorum size aydınlığını gözlerimin. Sunuyorum size sıcaklığını yüreğimin. Bendeki bu acılar düşen acılardır sizin acılarınızdan benim payıma. Sizi çağırıyorum sizi. Sıkıyorum ellerinizi. Göze almışım yurdum için her şeyi. Eğilmemişim karşısından hiç kimsenin. Direnmişim zorbaya karşı, yetim, yoksul, çıplak ayak, direnmişim. Taşımışım kanımı ellerimle. Düşürmemişim yere bayrağımı. Bütün otları korumuşum, mezarlarındaki otları atalarımın. Sizi çağırıyorum sizi. Sıkıyorum ellerinizi....
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"