Ana içeriğe atla

Kayıtlar

beşir sevim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yalancı Kehribar

her şeyi ben inkar ettim ravi artık ters çevirme kum saatini. sayfaları çevirmek için ıslattığın parmağın kadar mutluyum. yalan değil insan gibi hafif şeyleri çeker kendine aşk kaçacak yer yok yüzünde..düş değil her şey masal...uçuruma gül atıp da yankısını beklemek gibidir aşk. sarı mumdan kızıla çalan kehribar ateşe büründü, tespih taneleri ve meşk ip kopunca dağılıverdi masal, yıkıldı kalp. bir varmış bir yokmuş aslında aşk.. Beşir SEVİM

ağır kesik

yanan kibritin boynunu bükmesi bir tükenişti …gördüm. o büyük suskuyla düştü korunaksız balkonlardan ömrüm. camın kenarından girdi içeriye o karanlık. or’dan düştü bu serçe, bu suç… kendini tellerinden kanatan bir kemanın sesiyle kalbimdeki çatlağı büyüterek nasıl da geçiyor zaman. ki et ve kan hoşnutluğu değil tenimde yatan öyle bakma, çok eski sevdim. sondan başladık söz’e şimdi başa dönelim. her ne varsa yalan… bir yılan sayıklar kendileriyle bu rüyâda, tüm yalanları kadınlar çiçek kılığında saklar. bur’da uzak “gözlerini kısıp ardından bakmak-“ -la başlar… yol uzar çünkü sabır, boşluğa ipek tellerle yaslanır diye…söz, dirimin ölüme kınsız yasıdır. hayat! ölü biri gibi uzuyor gövden irinler, siyahlar akıyor uykusu ağır kesiklerinden kendini tekrar ederse aynalarda suretler şehirlerin arka yüzlerinde iç çekişini saklar gölgeler. her şeyi ben inkâr ettim râvî artık ters çevirme kum saatini. yol gitmeye meyillidir, belli bir vakti...

ağlayan harfler masalı

adındaki ağlayan harften başlayarak öpüyorum seni aşk, dedim ve dilimi verdim kışa, yüzümü döndüm güneşe başladım son- ra’nın masalına… dediler iyi şeyler de vardır hayatta iyi şeyler de… karın yağması, yağmurun ıskalamaması gibi iyi şeyler… dedim iyi şeyler de gelir bazen başımıza. dediler kalbin tam ortasında unutulacak ayak izleri olsa da… gün gelir bir rüzgâr nasılsa gün… gelir bir rüzgâr daha… bir rüzgâr böylelikle siler izleri kalp katran… ve taştan yoğrulmamışsa iyi şeyler de gelir bazen başımıza dedim yanlış anladı beni herkes sonra. iyi şeyler de dediler… sustum da susamadım yalnız dedim, yalnız iki harf var bu masalda ilki tüm aşkların… dediler, ah akşamların ortasında ağlıyor mahsur ve mahzun içimde kalmış dedim ikincisi. dedi, adımdaki ağlayan harften başlayarak beni öper misin aşk? ağır sustum ve uzun… diyemedim ah aşk… göz yaşın damlıyor kalbime… eğil de gözlerimde biriken harfe bak! beşir sevim

Cin Masalı

kirpiklerinde kar biriktiren bir kadın anlattı, ben yazdım. kırk parçaya bölünmüş bir… kalp kadar darmadağın geldi ve bozdu dengesini dünyanın. o an ikiye bölmüş kendini zaman, ve acı; bir yılan… uyanmış ağır uykusundan. ben râci, aşksız ve dahi imansız bir cin… yersiz bir karanlık dolanıyor aklıma, deniz eski bir şey bizim oralarda. unuttuklarımın tarihini tutuyorum sonra. ağzımda yalanın tadı, hiç unutmam… yerini yadırgayan bir eşya kadar pişman ve mağlubum yaşananlardan. kanla başlamam gerekti masala kara bir şeydi… kırışırdı alnımla kalplerindeki çatlaktan sızdım onlara. insan denen şer kavmi gurbetimde çarptı beni. şimdi aramızda duran nasıl bir taşsa çarpıp gidiyorum uzak’larına. hem kör hem çolaktım ebced hesabıyla ‘aşk’ kadar yıl yaşadım. ipini kaçırdığı uçurtmaların yasını tutan bir çocuğun aklı ve demirden dudaklarıyla öptüm ağızlarını. sen beni anladın mı tükenir her şey… anlama boşuna kışa döner sonra temmuz da. dilimin dönmediği ...