Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hilmi Haşal etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Şiir Yazamama Notları - Şiirin Kor Kıyısı

1. Şiir anlıktır. Umulmadık anda, umulmadık yerde gösterir kendini. Bir biçimde varlığını belli eder. Bir dehlizden sızan ışıktır bazen. Bazen sessizliğe sonsuz megaton şiddetle düşen bir ses: bir öksürük, bir kapı çalınması, bir bebek ağlaması, bir fren sürtmesi, bir siren çığlığıdır. Daha pek çok an olayıdır. Karanlığa çarpan telefon sesidir. Beklenmedik sevgili kokusu, insanı sendeleten büyülü şefkat tınısı... Kış güneşine aldanıp erken güneş açmış badem ağacıdır. 2. Eski mevsimden artakalmış kuru meşe yaprakları arasında dolaşan serçedir. Yerlerdeki tez canlı mor menekşecikler ve güneşe gülümseyen "şubat şaşkını sarı papatya" kaygısızlığındadır bazen. Papatyaya nispet yapan sarı çiğdem gibi nazlıdır. Çoğu kez de yanılgıdır, salt yanılgı. Gelmeyen dizedir, hecedir, melodidir... Çimende bulduğu, büyükçe ve çiyli bir ot kümeside devinen, coşkuyla devinen karıncadır. Benekli böcektir de bazen, ivecen, bir çöpe tutunmakla yaşama tutunan doğa üyesi. Gökyüzünü parçalayan ...

Ders Sonu

Ben en çok kendimde öldüm, kendime Necatigil'in öğrettiği mahcubiyetle kendime gömüldüm, hep güz, hep gazel ben en çok diyemediğim ukdeyle; kim'e sır kilimine bastım dünyamı, acı iklime bir baykuşun çığlığıyla, ders eksiği geceye asıp korkumu, aşıp aşıp kimliğimden taştım, sırılsıklam ter arkı tutsun diye atlasımdaki hayal izi, yar izi sözcüklerin aşkıyla, "ben" yükümü -değil bildik yalanların hükmüyle- telaşıyla bir baykuşun, diken diken ağı kendime battım, önsezimdeki kile kimse acımasın şimdi günüme, geceme bitmek bilmeyen, gitmek bilmeyen sızı o sırlı korkunun aynasıdır belleğimdeki sözcüklerin sığmadığı ayna, habis ayna görüntünün kırılmaktan kurtulamadığı ben, en çok kendimde öldüm, kendime kime peki, kimde, tuz buz cam yanığı kurum ve is körlüğümün içi, kor iliğim öğretti; diyetsiz aşk yoktur yeryüzünde ödül müydü tedirgin saatler, ceza mıydı kış sorumluluğu gibi serçelerin, kırıntı umarı beride, bu yakada çizilen çile, kör düğümdü s...

Kopuşma

an gelir; taşıyamaz karın yükünü dağ kurt uluması, kuş pırlaması bahanedir düşer çığ dağ mı yenilmiştir, çığ mı… bilinmez kurt şaşkın, kapılıp gömülür büyüyen topa kuş, ödü paramparça uçar en yakın vadiye buzun ve karın felaketine uğramıştır zaman… dağ yerinde kalır an gelir; taşıyamaz bal meyvenin yükünü koca dal güneşin okşaması, rüzgârın esnemesi bahanedir kopar bağ salkım mı yenilmiştir, çiy mi… bilinmez arı şaşkın bakakalır, gümeçten büyük toprağa bozgunudur ağı yırtık örümceğin, sarkar tuzağı ısının ve esimin felaketine uğramıştır zaman güneş yerinde kalır an gelir; taşıyamaz eskiyen yılların yükünü sığ düşte Sal olan olmuş çiçeğe, nektar-petek öyküsü bahanedir kurur zaman yaşam mı yenilmiştir, çiğ mi… bilinmez ölüm en acı ıssızlıktır, gezegen simsiyah an: gece artık ay kafesinde kalır tozlanır zaman, eskimeyi sürdürür Hayalci Hilmi Haşal