Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Akif Kurtuluş etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ürkek bir anı oldum

-I- hep akşamı tutar günlüklerinde yitik çocuklar, bir kızın vücuduna serptiği ışıklarda sabahı bulmaya çalışan bir cesur çocuk da çıkar kimi zaman. (o’nun çığlığa çalan susuşunda, seviştikten sonra bacaklarını karnına çekip oturuşunda, kalkıp perdeyi aralayışında) boşunadır çabası, bir cesur çocuk olarak adı hayatın yanlışları üzerine kurulmuştur ve hiçbir şey yanlışlardan daha iyi anlatamaz o’nu. her zaman hazır tutacaktır sevinçli yerlerine batırmak için bir dikeni -II- tren ayrıldı, unutuldum bir takvimin son yaprağında kum saatinde bir 'yitik çocuk' olarak kaldım zaman’ın dışında yer verilmişti, ne kadar sevsem de sevgilimin gözlerine bir leke gibi bıraktım sessizliği yazdıklarımdan o’nun kumral hayatına sızamayacak kadar usluydum tren ayrıldı tuttum koyu bir karanlıkta, yırttım kendimi resim oldum, ürkek bir anı oldum, artık kim olsa kırar beni. Akif Kurtuluş

İlkyardım Bilgisi

                                              temizyürek'li mahmut'a bütün bir aşkyılı kapıştın siniruçlarınla güneşe, kış geldiğinde yer açmak için damarlarını ürküterek vücudunu dolaşan kanın umurunda olmadı başka hayatları sürçmesi cesaretin, alay konusu oldu elini korkak alıştıranlar arasında sen de cesur sandın onları korkunu anlayacak kadar göğüs kafesimdeki yetimim! artık balmumu gibi keman yaylarına sürtüyorlar seni sen ki hazırdın buna da: jangarbarek milesdavis hacıtaşan ve yaylılar bir bir boğulurken "bırakırsan ölürüm" gürültülerine hazırdın sadece bir ses için aldanmaya böylece dünya derin oyuklar açtı sende kendi kalplerini bile stetoskopla dinleyenler buna derinyara diyerek katkı yaptılar literatüre ve güncelleşti ilk yardım çantası gazetelerin eki olacak kadar hem aşk, bazen sargı bezi olmanı ister üçüncü kişiye bir başkasının doktoru...

Piyano Soloları

I. büyütebilir miyiz bir aşkı ayrılırız korkusuyla 2 çok önce miydi, elimizdeydi bir masada saatlerce susmak boynumuzda güvercin gölgeleriyle kalkardık çınaraltından gelirdin, su çağıltısını çoğaltırdın adımlarınla kandilin fitilini kısar, rüzgarımla çözerdim saçlarını omuzlarından topuklarına dökülürdü elbisen çok önceydi, kulak memelerine koşacak kadar haylazdım kirpiklerinden yüzüme dökülürdü ay kırpıntıları 3 bir saçak altında bileklerine yapışıp söyledim bunları 'her sabah çiçeklerle, serçelerle resim çektiriyorum dudaklarına dokunsam yine sular yürür ellerime yine panayırlar kurarım yüzünde, meddah oynarım çimlerdeki nar lekerlerinden bulur, gideriz yolumuzu beyaz izler bırakırız ardımızda beyaz gömleklerimizden' gecikmiş sözlerdi, tırnaklarımı yiyerek kaçtım uzaklara 4 kullandığım her mum aydınlatıyor dibini yanıyor yatsıdan sonrada, her an sönebilir diyerek kara gözlükler takarak doğruluyorum kendimi beş mevsimdir yeşil ışıkları duruyorum ...

Aşk ve Katil

uzaklık avutur ve sessizlik başlar acıtmaya ihanet, ayrılığa borçlanmaktır bilinmez, kimden akar en çok kan orda her aşk bir gün, kendi katilini bulur silah çeker biri, öteki ortak olur suça mecalim yok yeni cinayetlere, körelmiş maharetim bir kurbanım var ki, öldüm ölesi bende yaşar şifrelerimi çözdüm, buydu son ustalığım gönlüm dehlizinde beni boş yere arar bütün yalanlarımı buruşturdu vicdanım benden eksilen hakikat, fazlaymış artık hayata tek mülküm kaderimdi, vedalaştım unutulur emanette zaten, ruhum da görgü tanıkları, posta güvercinleri, akbabalar aşk çekişen biri var olay yerinde, belki o aklar kundakladım gövdemi, enkazdan ibaretti o da parola sordu birbirine dağılmış parçalarım yüzüme sürmek için sakil gözler aradım iyice sürttüm çehremi toprağa, rengim atsın, aşınsın harflerim bir parem düşman olsun kırkına ücramla çarpıştım yetmedi omuzbaşımla barıştım dinmedi kapattım sesimi, ışığımı söndürdüm yaktım, benden kalan...