Fitne patladığında yüzünü gördüm, çirkin ve yaşlıydı fazlaca nazlı üstelik. Ha deyince çıkışmıyor biriktiriyor, bekletiyor, kurguluyor konuşturuyor. Midemdeki asit, fokurduyor bedenimin böylesine duygusal bir yapısı olduğunu bilmek korkutuyor beni bariz. Sanki beynimden çıkışmaya çalışan düşüncelerin eseri gibi sivilceler kafamı dolduruyor. Sıktığım her sivilce irini elime bulaşıyor kaşınıyor beynim bilmem ya düşüncelerden ya da yağlı deri sivilcelerinden. -Derdin ne dostum? diye amerikalı bir zenci kulağımda bağırıyor sanki. Düşünüyorum.. Çırpınınca bataklığa daha çok saplanmak gibi halim. Bir mucize olmalı düşünceler sonucu bir acı hissi belirmesi. Cehennem’den en çok da bu zaman korkuyorum işte. Azab tahayyülüm sıkıştırıyor beni, bedenim mi daha çok acır? yoksa beynim mi?/ruhum mu? Soruların muhatabı yine ben ağzımı açsam ayet çıkmayacak basit sığlığın ürünü üçbeş fiyakalı cümle beni bile tatmin etmeyecek kadar süslü ne suyun dökülmesi çare, ne baş e...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"