Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rüya içinde rüya

"- Seni çok özlüyoruz Rahmi. Neden bizi bıraktın? - Ben çok yorulmuştum. Sonra sarılıyoruz ve yavaşça uzaklaşıyor. Tıpkı denize açılır gibi. *** Sevdiğini kaybeden biri onu rüyasında görmek için uzun süre dua eder ancak ölümünden aylar sonra görebilir. Bunun hikmetini bir bilene sorunca şu cevabı alır: "Onun hesabı şimdi bitti." Umarım senin de hesabın kolay geçmiş ve bitmiştir." 31 Temmur 2023

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA İLK VE SON ŞİİRLERİ & ŞİİR ÜZERİNE KONUŞMALAR

1914 yılında doğan Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 1933 yılında  yayınlanan ilk şiiri: YAVAŞLAYAN ÖMÜR Hasretim içerimde bana bir kefen taşır, Sarar bir bahar gibi seni ipek kumaşlar. Benim adımlarıma topraklar yalçınlaşır; Erir bir mavilikte senin yolunda taşlar. Ne ruhun beni görür, ne sevgim döner geri, Beyaz gölgeler saklar gözlerimden her yeri. Diner akşam olunca günün bütün sesleri; Ve benim içerimde eski bir şarkı başlar. Fazıl Hüsnü Dağlarca  İstanbul Dergisi / 1933 94 yaşında vefat eden Dağlarca'nın18 Ağustos 2008 de İstanbul Acıbadem Hastanesi'nde yazdığı son şiiri: İKİNCİ ANNE Hepsi yalan Çocuk kendinin annesidir Su dersin su içer Şeker dersin şeker verir Elma dersin elma verir Kapı çalınıyor dersin baba gelir Kimse anlamaz senin büyüdüğünü Fazıl Hüsnü Dağlarca  Beyaz Dergisi / Şubat 2009 Küçükken annemin üstümü örtüp gittiği gecelerde sözcükler gelirdi bana. Önce ayaklarımı ısıtırlar, sonra ellerimi, beni öperlerdi. Ben de öperdim onları. Birdenbire aydınlanırd...

Artık senden hoşlanmıyorum!

The Banshees of Inisherin (2022) detaylı film inceleme İrlandalı oyun yazarı Martin Mcdonagh’nın sinemaya adım attığı ilk uzun metraj filmi 2008 yapımı In Bruges, izleyici tarafından çok sevilmişti. Filmin tekniği, görselliği hatta müzikleri de beğenildi ama zekice yazılmış senaryosu, orijinal karakterler ve onların keyifli diyalogları daha çok konuşuldu. Bu filmle bir araya gelen İrlanda asıllı aktörler Colin Farrell ve Brendan Gleeson iyi bir ikili oldu. Yönetmen de ikiliyle çalışmayı çok sevmiş olacak ki dördüncü filmi “Banshees of Inisherin”de 14 yıl sonra yine bir araya geldiler. Yıllardır her gün görüştüğünüz, beraber içmeye gittiğiniz, uzun sohbetler ettiğiniz hatta çevrenizin de sizi bir arada göremeyince şaşırdığı “en iyi” arkadaşınız bir gün kalkıp artık kendisiyle konuşmamanızı söyleseydi ne yapardınız? Üstelik yaşadığınız yerin İrlanda’da ana karaya yakın, küçük, izole bir ada olduğunu, adada yaşayan çok az insanın da kendi işleriyle meşgul, dedikodudan başka eğlencesi olm...

ÇOĞUNLUKTA YANKILAR

Sevgi nasıl belli olur Öperken mi? Hayır Evlenirken mi? Hayır Sevgi dargınlıkta belli olur 3.3.2008 Fazıl Hüsnü Dağlarca 

BİR ŞEY YAZIYORSAN, ALTINA İMZANI ATACAKSIN. ALTINA İMZANI ATAMIYORSAN, YAZMAYACAKSIN!

Can Yücel’i seven çoktur. En çok ben severim, diyemem de, Ben farklı severim. Sevgimin farkları, başka yazının konusu. Sene ‘80 küsur. Darbenin morarttığı izler henüz geçmemiş. Memleket, en ufak bir toplantıya, bir imza gününe hasret. Teyide muhtaç hafızamın hatırlattığı; ‘80 sonrası imza günlerini Nişantaşı’ndaki Akademi Kitabevi başlattı. Sonradan görmüştüm, yarı bodrum kıç metrekare bir dükkandı. Orda ne güzelliklere imza attı. Sonra Kadıköy’de, Şimdi İş Bankası Yayınları’nın olduğu yerde Gençlik Kitabevi vardı. Daha Sonra, şimdi Nezih Kitabevi’nin olduğu yere taşındı.  Galiba Türkiye’nin en büyük kitabevi oldu. Topu topu iki kattı. Her Cumartesi orda imza günleri yaptı. Onun da altında bir yer daha vardı! Sonradan, “Metalcilerin pasajı” , “Satanistlerin yuvası” diye yaftalanıp, baskı ve baskınların sonucunda kapanmasa da kararan,  Akmar Pasajı’nın, üst girişinde bir yer; Bilim Sanat Kitabevi. Birgün haber aldım; İşte orda Can Yücel’in imza günü vardı. Ben, önceden, Can Yü...

Abbas Kiyarustemi ile Şiir, Sinema ve Müzik

Şiir, Sinema ve Müzik -Sanırım bu kitapların bir kısmı da çeviriydi?  Evet, çok sayıda kitap çevrilmişti. Veya örneğin tefrika eserler. -Dergilerde yayımlananlar mı? Evet, dergilerde çıkıyordu ve çocukların vaktini alıyordu. - Mesela otuz seneden fazla yayımlanan Hândenihâ dergisinde 1940-1941'den 1979 Devriminden birkaç sene sonrasına kadar.   Bize iyi bir kitap tavsiye edebilecek düzgün bir insan bulmak için aşırı şanslı olmalıydık. -Hangi dönemde? Lise döneminde Lisenin ilk yıllarında. -Muhtemelen bunun bir sebebi da, kitapların basım ve yayımındaki eksikliklerdi. Sonuçta basım ve yayım endüstrisi o dönem çok gelişmemişti ve bu nedenle kitaplar olması gerektiği gibi ulaşılır değildi. Tabiatıyla. Evet. Mesela lisedeyken okuduğum veya arkadaşlarla elden ele gezdirdiğimiz bazı kitaplar vardı. - Yani değis tokuş ediyordunuz? Evet, daha ziyade kitap değiş tokuş etmek söz konusuydu. Kitap satın almanın yaygın olduğunu hiç hatırlamıyorum. - Okuduğunuz lisede kütüphane yok muydu? D...

ism-i azam

cennetin kapısında  bir kelime ağaçların hızı ile kâğıdın üzerinde ilk harf sesi duyulmuyor  kalem in güneş tepemizde  bahçede  sükûnet ilk isim  kendim in hatırlayamıyorum cennet in kapısında ismimi (diyorlar ki hep aynı şeyi yazıyorsun isim kelime cennet in kapısı gidilecek  başka bir yer var sanki inanan için var mı  cennet in kapısında bekliyorum melekleri hangi isimle  çağırmalıyım  onları ismin kendisi bir varlık alanı mi içine girilince cennetin (bir daha yazma ismi cennet in kapısı  söz müdür önce söz mü vardı cennet ten  önce söz mü  vardı (dışında cennet in cehennem ateşi  hep yanar mıydı ateş in  içine  düşünce  hangi isim  söylenince  insan  yanmazdı cennet in kapısında söz unutulunca ateş yakar mıydı (dünya ile uğraşmaz şiir yazının ötesinde bekler söz ne yazılırsa o anın içinde  bir kelebek ölür sözün içinde kalbin sırrı vardır yazıdan önce sır vardır cennetin kapısı ne yazı...

ÖLÜM ORDA ONU GÖRÜYORUM

Son iki yılı içinde Dağlarca'yla başka çalışmalar da yaptık. Bütün dosyalarını, yazmalarını gözden geçirip dosyaları ayırdık. Uzun ve zor çabaydı. Dosyaların bir bölümü kitaplaşmak üzere Yapı Kredi'ye gitti. Daha büyük bölümü, evde, o içerideki, kilitli odada kaldı. Son aylarda, sağlık sorunları artmıştı. Bir ilk kez, nisan 2008'de Marmara Hastanesi'ne kaldırıldı. Çok önemli bir sorunu yok görünüyordu. Hemen yanına gitmiştim. Morali iyiydi, rahat ve her zamanki gibi zekâ kıvılcımlarıyla konuşuyordu. Ben Spinoza üstüne çalışıyordum. Biraz bu felsefeciden söz ettim. Yanımda Etika'nın Fransızca cep baskısı vardı. Benden istedi ve hastane yatağında kitabı iki eliyle tutup yüzüne götürdü. Kutsuyordu. Sonra, yine bu sayıda yayımladığım sözleri yazdırdı bana, "dua" ve felsefe konusunda. Ölümün karşısında bir tin insanıydı. Yaşamın tinsel sonsuzluğunu kutsuyordu. Güveniyordu, ölümün ötesinde, tinsel söze, ki yaşamın sözüydü. Buydu bizi birleştiren de, bizi birleş...