Kurumuş güller duruyor masada. Kimin aldığını hatırlıyorum da ne için aldığını bilemiyorum. Bir zamanlar - bir zamanlar dediysem çok eski de değil: Birkaç ay önce gül alırdık. Biz. Hepimiz. Her şey için, yerli yersiz gül alırdık bir zamanlar. Biz. Hepimiz. Gülleri de eskittik. Zaten artık almıyoruz. Gül zamanları geçti. Rüzgar esti. Sert esti. Jestler bitti. Kendimizi kaybettik. Gül verecek kimse de kalmadı. Bazen şunu diyoruz kendi kendimize: İşte bu bizim hayatımız. Bak işte biz buyuz bunları yaptık. şimdi nerdeyiz? Ben de şunu diyorum kendime: Jestlerimi harcadım, artık jest kalmadı. Jestlerle hayat sürmüyor. Net olmak lazım. Zaten kafatasımı görüyorum yüzümde aynaya baktığımda. Hiçbir şey eskisi gibi olamaz ki artık! Artık biz. Üsküdar'a da geçmez olduk. Oysa ki insanların birbirine ihtiyacı var. Yoksa niye toplu halde yaşasınlar. Seyhan Erözçelik
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"