Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Deprem etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

DEPREMDE GÖRDÜKLERİM

1- Kiracısını beş bin, on bin gibi rakamları veremediği için çıkaran ev sahibiyle kiracısını aynı çorba kuyruğunda gördüm. 2- Erzak dağıtırken “bu bana yeter, biraz benden sonrakilere ver diyen köylüler gördüm. 3- Dağıtım sırasında bizi zorla evine götürüp yemek yediren, evde yiyecek namına ne varsa sofraya getiren depremzede gördüm. 4- Allah’tan şer gelmez, Allah’tan ne gelirse hayırdır. Bu depremde de hayır var diyen depremzede gördüm.  5- Arabasının çalıştırıp uyuyunca arabasının ekzozundan zehirlenip ölmek üzere iken komşusu tarafından fark edilip zehirlenmiş halde uyandırılan aile gördüm. 6- AVM’si yıkılmış, arabaları enkazın altında kalmış, bizden bulgur alacak kadar sıfırı tüketmiş iş adamları gördüm. 7- 20 saat uğraşıp kolu kesilmesin diye sütunu/kolonu kesip kurtardığımız 24 yaşındaki kızımızın üç saat sonra öldüğünü gördüm. 8- Annenin önce beni kurtarın, kızının önce beni kurtarın diye yalvardığı mahşer alanını gördüm. 9- Nesi var nesi yoksa bırakıp Şehri terk etmek iste...

ACIMIZ VE KEDERİMİZ GİDEREK YOĞUNLAŞIYOR

Utancın bin bir türlüsünü yaşıyoruz. Evde ekmek biraz kuruyunca "tazesini alalım" dedik. Çocuklara bisküvi beğendiremedik. Eşyalara, teknolojik ürünlere neler ödedik. Kıyafet desen biri geldi, biri gitti. Aman en iyisi olsun, beğenen fiyatını da sorsun. Şimdi hepimiz utanç içindeyiz. Çocuklarımıza en iyi planları yaptık, neredeyse kaderlerini inşa etmeye kalktık. Şunu giysin, bunu yesin, orada okusun, burada yüzsün. Her şeyin en iyisini hak ettiğini düşünen, şımarık, kimseyi beğenmez, muhabbet ve merhamet nedir bilmez bir nesil çıkarttık ortaya. Ellerimizle inşa ettik. Şimdi hepimiz utanç içindeyiz. Günlerdir pek çoğumuz içtiğimiz kahveden, yediğimiz yemekten, tıkındığımız abur cuburdan, sıcak duştan, rahat yataktan utanır olduk. Utanç galip geldi. Utanç şimdi bize bir şey hatırlatıyor. Gelip geçicisin, çık kibrinden, benliğe lanet de, vicdanını kuşan, merhametini göğsüne kat diyor. Bir defa daha değil, milyon milyar kez o eski zaman büyüklerinin öğüdü çınlıyor içimizde şimdi...

İNSAN HİÇ KEPÇE OLMAK İSTER Mİ?

“Hadi uyu “ demek kolay. Yanıbaşımda yardım edemediğim göz göre göre ölümü bekleyen çocuklar var anneler babalar var. Olmuyor işte uyuyamıyorsun. İnsan ne olmak ister? Hiç kepçe olmak ister mi? Şu an olsam keşke. Tek tek enkazların üzerini açsam. Haluk Levent