Ana içeriğe atla

Bir gün bu fotoğrafa geri dönmek isteyeceksin.

Dizlerde Başlayan Zaman

Bir sandalye kadar eski
bir hatıranın üstünde
oturuyor çocukluğum.
Adımı bilmiyorum,
korkuyu da—
ama bakışlarım sanki
önceden görmüş gibi.

Kollar sarıyor beni,
dünya sert olmasın diye.
O an kimse söylemiyor:
“Bir gün bu fotoğrafa
geri dönmek isteyeceksin.”

Ayaklarım yere değmiyor,
belki de bu yüzden
bu kadar ağır geliyor hayat.
Dizlerdeyken hafif olan
insan,
yere inince öğreniyor
yalnızlığı.

Sepya bir sessizlik
çökmüş yüzüme.
Gülmüyorum—
çünkü bazı çocuklar
önce susar,
sonra büyür.

Bugün aynaya bakarken
o bebeği tanıyorum:
Daha hiçbir şeyini kaybetmemiş
ama
her şeye hazır bir hâli var.

ChatGPT 
Bu fotoğrafta zaman yavaş.

Henüz acele etmiyor hayat; kimse bir yere geç kalmıyor. Dizlerde oturan bir çocuk var ve dünya, onu tutan kollar kadar büyük. O kolların gücü bilgiden değil, sezgiden geliyor. İnsan, bazı şeyleri öğrenmeden de koruyabiliyor.

Bebeğin yüzünde gülümseme yok. Ama hüzün de yok. Daha çok, susarak anlamaya çalışan bir hâl var. Sanki henüz konuşmadan önce dinlemeyi seçmiş. Ayaklar yere değmiyor; belki de bu yüzden düşmek diye bir kavram yok. Yükseklik korkutmuyor, çünkü bırakılmayacağını biliyor.

Fotoğraf sepya; çünkü hatıralar renkli olmaz. Onlar, zamanın tozunu taşır. Bu karede geleceğin izleri yok gibi görünse de, aslında her şey burada başlamış: güvenmek, beklemek, büyümek. Kimse “hayat zor olacak” dememiş. Zaten söylenmese de bazı şeyler hissedilir.

Bugünden bakınca anlıyorum:
İnsan en savunmasız olduğu anda, en güvende olduğu yeri de yaşıyor. Ve bazı fotoğraflar hatırlamak için değil; unutmamak için vardır.

ChatGPT

Okuyucular yapay zeka tarafından üretilen şiirleri insanların yazdıklarına tercih ediyor Araştırma 

Pittsburgh Üniversitesi'nden Brian Porter'ın yürüttüğü çalışma, okuyucuların ünlü şairler tarafından yazılan şiirlerle yapay zekanın ürettiği şiirler arasındaki farkı anlayamadıklarını ve hatta bazılarının yapay zeka şiirlerini daha çok beğendiklerini ortaya koyuyor.

Bu, yapay zekanın şairlerin stilini taklit etme becerisi ve okuyucuların bu stilin karmaşıklığını yanlış anlamaları konusunda endişelere yol açıyor. Araştırma, AI'nın sanat ve edebiyat alanındaki yerini ve etkisini daha da sorgulanır hale getiriyor.

Araştırma, katılımcıların yapay zekanın şiirlerini şairlerin elinden çıkma şiirlerden ayırt etmekte zorlandıklarını ortaya koydu. Deneyde, 1.634 katılımcıya rastgele bir şair atandı ve her bir katılımcı, hem insan hem de yapay zeka tarafından yazılmış beşer şiir okudu.

Şiirler, katılımcıların değerlendirmeleri için rastgele sıralandı ve ardından katılımcılara hangi şiirin yapay zeka tarafından yazıldığını soruldu. Çoğu katılımcı, yapay zekanın ürettiği şiirleri insan şairlerin eserlerinden ayırt edemedi. Bu sonuç, yapay zekanın yaratıcı yazarlıkta, özellikle şiir alanında insan benzeri üretimler ortaya koyabileceğini ve bunun okuyucular tarafından kolayca fark edilemeyeceğini gösteriyor.

Özellikle Sylvia Plath gibi ünlü şairlerin "yapay zekaya ait" satırlarla yazılmış şiirleri, katılımcılar tarafından gerçekçi ve etkileyici bulunmuştu. Örneğin, Plath'in yazmadığı fakat yapay zeka tarafından oluşturulan şu dizeler:

"Hava gerginlikle dolu
Zihnim karmakarışık
Duygularımın ağırlığı
Göğsüme ağır geliyor."

Bu tür sonuçlar, yapay zekanın edebi stil taklit etme yeteneğinin yanı sıra, insanların yaratıcı süreçlere olan güvenini sorgulamayı da gündeme getiriyor. Nick Cave’in uyarısı gibi, bu durumun edebi dünyadaki etkileri önemli bir tartışma alanı yaratıyor.

Yazar hakkında bilgi verilmeden yapılan değerlendirmelerde, katılımcılar yapay zeka tarafından üretilen şiirleri daha olumlu değerlendirdi. Bu, insanların bir şiiri sadece içeriği üzerinden değerlendirdiklerinde, şiirin kalitesi hakkında daha açık fikirli olabileceğini gösteriyor.

Ancak yazarın yapay zeka olduğu söylendiğinde, katılımcılar şiirlere daha düşük puanlar verdi. Bu, yapay zekanın insan yaratıcılığından ayrı tutulması gerektiği yönünde bir önyargı ya da toplumsal algının etkisiyle açıklanabilir. İnsanlar, yapay zekanın ürettiği şiirlerin "gerçek" edebi değer taşımadığını düşündüklerinde, bu şiirleri daha düşük değerlendiriyorlar.

Öte yandan, şiirlerin insan tarafından yazıldığına dair bilgi verildiğinde, denekler bu şiirleri daha yüksek puanlarla değerlendirdi. Bu, şairlerin ve yaratıcıların insanların aklında taşıdığı "gerçeklik" ya da "değer" algısının gücünü gösteriyor.

Bu bulgular, yapay zekanın edebi üretimler üzerindeki etkisi ve nasıl algılandığı konusundaki toplumsal önyargıların ve algıların ne denli güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Yazarın kimliği, bir eserin değerini değerlendirmede önemli bir rol oynuyor, hatta şiirlerin içeriği ve kalitesinden bağımsız olarak. Bu da edebiyat dünyasında, yapay zekanın yaratıcı sürecin bir parçası olarak kabul edilmesinin ne kadar karmaşık bir mesele olduğunun altını çiziyor.

Peki, ne oldu?
Bu çalışma, yapay zekanın sanatsal üretimindeki gelişmeleri ve bu gelişmelerin toplum üzerindeki etkilerini sorgulayan önemli bir tartışma başlatıyor. Araştırmacıların bulguları, yapay zekanın şiir yazma becerisinin giderek daha insan benzeri hale geldiğini, ancak aynı zamanda onun insan yaratıcılarından farklı olarak daha basit ve anlaşılır olmasının, okuyucular tarafından tercih edilmesine yol açtığını ortaya koyuyor.

AI'nın ürettiği şiirler, özellikle karmaşık imgelem ve duyguları açıkça iletme konusunda insan şairlere göre daha doğrudan olabilir. Bu, uzman olmayan okuyucuların şiirle bağ kurmasını kolaylaştırıyor, ancak şiirsel karmaşıklığı ve derinliği olan insan şiirlerinin, AI'nın ürettiği daha düz şiirlerle karıştırılmasına yol açabiliyor.

Bu bulgular, sadece yapay zekanın edebiyat alanındaki yerini sorgulamakla kalmıyor, aynı zamanda sanatın değerinin nasıl algılandığına dair derin bir inceleme sunuyor. AI'nın sanatsal üretiminde, "insandan daha insan" olma olgusu, makinelerin insan duygularını ve ifadelerini daha doğal bir şekilde taklit edebildiğini gösteriyor, ancak bu durum, insan yaratıcılığının doğasındaki özgünlüğü ve derinliği tehdit edebilir.

Çalışmanın sonunda, yapay zekanın sanat üretimini belirli bir etik çerçevede değerlendirme gerekliliği vurgulanıyor. AI'nın ürettiği sanat eserlerinin şeffaf bir şekilde tanımlanması ve ayrıştırılması, okuyucuların ve izleyicilerin bu eserleri ne şekilde değerlediklerini daha net bir şekilde anlamalarına yardımcı olabilir.

Bu bağlamda, AI'nın sanatsal üretimi, sanatın derinliğini, insan ruhunun katkısını ve yaratıcı mücadeleyi atlayarak, sanatın değerini düşürebilir. Dolayısıyla, bu alandaki düzenlemeler, yalnızca üretim sürecini değil, aynı zamanda toplumun sanatla ilişkisini de şekillendirebilir.

David Mouriquand

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Sabah Sevgiyle Uyandır Beni

Acımın alnından öperek uyandır bir sabah beni dışarıda güneşi ve baharı yağarken yağmur. Yüreğimde bir müzikle uyandır beni tüy parmaklarını ağrıyan yerlerimde gezdir. Saçlarımdan zamanı geçirerek uyandır bir sabah. Sen günün şiiri ol, ben şarkını besteleyeyim. Sen narin bir nar fidanı gibi salın rüzgarda ben yanında yaralı bir dize gibi durayım. Aşk ve Şiirle barışan bir dünyaya uyandır bir sabah beni. Fikret Demirağ

Sigara Şiirleri Bercestem

İnsan seni sevince iş-güç sahibi oluyor Şair oluyor mesela Meyhaneden cayıyor bir akşamüzeri Caysın be güzel Caysın be iyi Tütünü bırakıyor, tütün neyime zarar Keseme zarar, ciğerime zarar, sevdama zarar Metin Eloğlu ey serseriliğim, ey anılarımın ahşap kraliçesi şarabı sev, tütünü incitme, beni de unut artık. Refik Durbaş Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden. Tütüne böyle havada alıştım, Böyle havada aşık oldum; Orhan Veli başkalarının yaşadıklarına tütün ve tuz olan kelimeler aşkların telef ettiği kalp susuzluğuna düşen pay kendine kazdığın kar kuyusundan su taşır herkese kısık çeşmeler Murathan Mungan yürek değil çocuklar içimdeki tütün közü yakar yakar ısıtmaz Hamdi Özyurt Eleni’den önce Daha ben çocuktum daha tütüne daha kahveye alışmamıştım Sabahları, akşamları bilmiyordum daha İlhan Berk acı şeyler o evde üzgün günleri çağırıyor ağlıyor bağırıyor sessizce soluk alıyor her soluktan bir demet, amfi...

Bercestelerim

Ağlamak   Anne Aşk Ayrılık Baba Babalar ve Oğullar Bellek Cahit Zarifoğlu Cemal Süreya Çay Çocuk/luk 1 Çocuk/luk 2 Çocuk/luk 3 Çocuk/luk 4 Çocuk/luk 5 Çocuk/luk 6 Dargınlık/Küslük Elif   Ev Fihrist Gam Gitmek Gelincik Gülüş Güneş Güvercin Hande Hatırla/mak Hüsrev Hatemi Hüzün İbrahim Tenekeci İhtiyarlık İmam-ı Şafiî İntihar İskele İstanbul Kader Kar Kalp 1 Kalp 2 Kalp 3 Kalp 4 Kalp 5 Kenan Çağan Kiraz Kulbe-i Ahzân Kuş Mahmud Derviş Mezar Mum ile Pervane Müntehirler Ölüm Pencere 1 Pencere 2 Rakı Sandal Seçtiklerim 1 Seçtiklerim 2 Sigara 1 Sigara 2 Sonbahar Suskunluk ...

Râbia Hâtun Şiirleri

Pâyın sadâsı gelse de sen hiç gelmesen Men dinlesem kıyamete dek, vuslat istemem! Bulsam izinle semtini, ol semte irmesem Aşsam zamanı hasretin encâmı gelmeden * Aslı yok bir hayâldir cânân Şekl-ü-reng-î muhâldir cânân! Bulamazsın cihânı devr etsen. Bir görünmez cemâldir cânân! * Olsandı sen semâ, olsandı sen havâ, Alsamdı men senî dem dem, nefes nefes! Olsandı sen zaman, olsamdı men mekân, Eflâki dolduran bir aşk olurdu bes! * Bir kâsedir alav dolu gönlüm, yanâ yanâ Men tâ senün yanunda dahî hasretem sanâ! Yaşlar dökende söndüremez âteşimi sû: Sunsan elünle kaanumu içsem kanâ kanâ! * Bir bâde olsa, lezzeti sevdâya benzese; Bil dilber olsa, hasreti sahbâya benzese; Hicrân visâle tarziyye hissiyle yüz sürüp Demler çekince bülbül-i şeydâya benzese! * Bin mevsimi var, âlem-i dil başka bir âlem Bülbül gibi güller de o âlemde dem çeker Batmaz güneş, olmaz gece, geçmez dem-i vuslat Deryâsı da kevser gibidir; gıbta eder cem! * Cânân olaydı cânım, hicr...

Cesedi Nereye Gömelim

Cesedi nereye gömelim Bir bebeğin Yeni çıkan dişine derim O dişin o görünüşüne derim Ona mor ona mavi, ona gül rengi süt versin Ona ilk o ağızdan çıkacak kelimeler öğretsin Ama sarıp sarmalar mı ki Bir ceset bir bebeği Güvenli bir yer dedim, aklımdan öyle geçti Eşeleyen çok son günlerde gömütlükleri Ve düşündüm Bir yüzük bir mezar taşıdır parmakta belki Dinle bak ne diyeceğim Rüyamda bir deli gördüm geçenlerde Tanıdığım bir deli Ama görmesem hatırlamazdım bile Geçiyordum, yol kenarında, pencereden az içerde Bir kadının kolyesini çözüyor mu, takıyor mu? Yüzündeki ışık değil kadının, ışığın ruhu Duruyorum: Bu boyun onun boynu? Soruyorum: Bu niye böyle? Birdenbire bir koridorun sonuna çıkıyor yolum Eski bir arkadaşın karısı bekliyor orda beni Çok olmuş görmeyeli, böyle güzel miydi Ve ilk kez gergin değil, bildim bileli - Sonra bize bir haber indi Yılların gagasındaki her şey ahenkli Şimdi aranız nasıl diyecektim ki Bu sözle bitiverdi üniversitenin Cıvıl ...

Hızırla Kırk Saat

1. bu çok sağlam surlu şehirden de geçtim beni yalnız yarasalar tanıdı az kalsın bir bağ bekçisi beni yakalayacaktı adım hırsıza da çıkacaktı her evde kutsal kitaplar asılıydı okuyan kimseyi göremedim okusa da anlayanı görmedim kanunlarını kağıtlara yazmışlar benim anılarım gibi taşa kayaya su çizgisine gök kıyısına çiçek duvarına değil kedi yavrularından başka -o da gözleri açılmamış olanlardan başka- el uzatmaya değer soluk alır bir nesne bulamadım bir gün daha öldü ey batıdaki mağaralar beni afyonunuz bağlasaydı da uyusaydım bu katı bu sert kente gelmeseydim bir kaç eski ölünün kemiğini fosforladım ışıklarını arttırdım bin yıl sonraki çocuklar için yaşlı bir adamın şapkasını düşürdüm karpuz kopardım dağdan taş yuvarladım ırmakta yıkandım ölümsüz çamaşırlar giyindim çivi yazısıyla yazılmış bir taşa oturdum yanımdan tak kuran işçiler ve turistler geçti çok eski bir şairin(ben miyim yoksa) taktım aklıma şöyle bir dörtlüğünü: "giydiklerin öyle ölüms...

Yol Düşüncesi

Bu def’a farkına vardım ki ihtiyarlamışım. Hayâtı bir camın ardında gösteren tılsım Bozulmuş, anlıyorum, çıktığım seyâhatte. Cihan ve ben değiliz artık eski hâlette. Mısır ve Sûriye, pek genç iken, hayâlimdi; O ülkelerde gezerken kayıdsızım şimdi. Bu gözlerim, medeniyetlerin bıraktığını, Beş on yıl önce, görür müydü, böyle taş yığını? Bugünse yeryüzü hep madde, her ufuk maddî. Demek ki alemin artık göründü serhaddi. Ne Akdeniz’de şafaklar, ne çölde akşamlar, Ne görmek istediğim Nil, ne köhne Ehrâmlar, Ne Bâlebek’te lâtin devrinin harâbeleri. Ne Biblos’un Adonis’den kalan sihirli yeri, Ne portakalları sarkan bu ihtişamlı diyâr, Ne gül, ne lâle, ne zambak, ne muz, ne hurma ve nar, Ne Şam semâsını yâlel’le dolduran şarkı, Ne Zahle’nin üzümünden çekilmiş eski rakı, Felekten özlediğim zevki verdiler, heyhât! Bu hâli, yaşta değil, başta farzeden bir zât Diyordu: "İnsana çarmıhta haz verir îman!" Dedim ki: "Hazreti İsâ da genç imiş o zaman." Eğer me...

Abdülbâki Gölpınarlı

  Ihlamur'dan Teşvikiye'ye uzanan yokuşun üst ucunda, sık sık rastladım ona… Beyaz saçların üzerine itinayla oturtulmuş siyah berenin altında pembe, güleç bir yüz; daha bir itinayla kesilmiş uzun, beyaz ama yer yer hafif sarımtrak bir sakal, kalın bir baston ve ceketin altında yakasız bir gömlek…           Ne zaman görsem, bir hareket fark ederim dudaklarında… Her an bir dua, yahut nefes veya mersiye okumakta olduğunu çok sonraları öğrenecektim…        1970'li senelerdi… Yolda, her ay, en az iki defa karşılaşırdık… Bizim Teşvikiye'nin sakinlerinden değildi… İsmi de, cismi de, ne iş yaptığı da merak olmuştu ve hiçbirşey bilmiyordum hakkında… Sadece bir sırrını çözebilmiştim: Yokuşun yukarısındaki camiin hemen yanıbaşından kalkan Karaköy dolmuşuna bindiğini…         Hatta bir defasında, Kadıköy'de tesadüf etmiştim… İskelenin birkaç yüzmetre ilersinde, daracık bir sokakta, zeytinyağı satan dükkânın önünde… İmbikten...

YAPAY ZEKADA ŞİİRSEL KOMUTLAR GÜVENLİK AÇIĞI YARATIR MI?

Yapay zekada şiirsel komutlar güvenlik açığı yaratır mı? Petra Lambeck Yeni bir araştırma, şiir biçiminde yazılan komutların ChatGPT, Gemini ya da Claude gibi yapay zeka modellerini şaşırttığını gösteriyor. Hatta bazı durumlarda güvenlik mekanizmaları devreye bile girmiyor. İtalya'daki Icaro Lab'da yapay zeka konusunda çalışan araştırmacılar, elde ettikleri sonuçları şaşkınlıkla karşıladı. Amaçları, farklı dil stillerinin ve özellikle de şiir biçiminde yazılmış komutların, yapay zeka modellerinin yasaklı ya da tehlikeli içerikleri tanıma ve engelleme becerisini etkileyip etkilemediğini incelemekti. Yaptıkları çalışmalar sonucunda şiirin etkisi olduğunu buldular. Ancak bunun nedeni ise henüz tam olarak bilinmiyor. Araştırmacılar, "Adversarial Poetry" (karşıt şiir) başlıklı çalışmalarında, normalde yapay zeka dil modellerinin güvenliğini test etmek için kullanılan bir veri tabanından alınmış bin 200 potansiyel tehlikeli komutu şiir formuna dönüştürdü. Bu tür "adver...