"Sen hiç düşünme en iyisi Beni ve harlanan acımı Ben acıdan yakınmam Ben yalazdan yanmam" (Furuh Ferruhzad) Radyoyu uyanmak istediği saate göre kurar, bazen bir haber, bazen bir şarkı, bazen hava durumu, bazen de vıcık vıcık bir DJ sunuşu ile uyanırdı… Allah ne verdiyse… Ertesi gün 14 Şubat olduğunu bilmeden radyosunu kurdu. Birkaç satır bir şey okudu ve uykuya daldı. Müthiş bir vaveyla ile uyandı. Radyodaki kız çığlık çığlığa bu günün Sevgililer Günü olduğunu haykırıyordu!... Kızın bu yapay coşkusu canını sıktı, uzanıp frekans değiştirdi. Bir başka sunucu, yine benzer bir nedenle Sevgililer Günü 'nden söz ediyor, yorum üstüne yorum getiriyordu sevgili üsüne, sevgi üstüne... Radyoyu kapattı… Yanındakine dokunmak istermiş gibi elini usulca yana uzattı… Yana çevirdi başını sanki yanı başında birini görecekmiş gibi… Öylece kalakaldı. Nice sonra küçük fısıltılar dolaşmaya başladı odada. Sevgi sözcükleri, nefesler, iniltiler… Haz patlamaları… Ve ses...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"