Yüzünü dökme küçük kız Soma Mezarlığı'nda yürüyoruz. Ağaçların altında Soma’nın yakın tarihi yatıyor. Aile mezarlıkları, bir şehit mezarlığı, tanımadığımız ve tanımayacağımız bir kadının mezarlığı, hepsi bir arada… Düzenli, temiz, huzur dolu. Derken mezarlığın en uç köşesine geliyoruz. Burası normal şartlarda boş bırakılmış bir alan şimdi ise yan yana onlarca mezar kazılmış. Burası artık Soma Şehit Madenci Mezarlığı olmuş. Birkaç mezarda dün toprağa verilen madencilerin yattığını anlıyorsunuz. Mezarların üzerinde birer testi ve üzerinde isim ile ölüm tarihi yazan bir tahta parçası var. O kadar… Öğlene doğru mezarlık dolmaya başlıyor. Köylerden, kasabalardan gelen madencilerin aileleri omuzlarında yirmişerli otuzarlı gruplarla tabutları taşıyorlar. Kadınlar ağlıyor. Erkeklerin yumrukları sıkılı. Başlar önde… Karışık bir şekilde tabutlar toprağa veriliyor. Tam bir kaos. Herkesin tabutunun başında. Ne bir sesli dua ne de bir düzen… Soma’da madenciler öldükleri gibi uğurlanıyorlar. A...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"