Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bela Tarr etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

BelaTarr: Film yapmayı bıraktım. Çünkü söyleyecek başka bir şey kalmadı. Ölümden bahsettikten sonra daha neyi anlatabilirsiniz ki?

İnsan film yapma işine “film yapımcısı” olarak girişmez. Daha çok içten gelen bir mecburiyet duyar. Onu kışkırtır bu, ona dokunur, ona ilham olur. Böylece üzerine düşünmeye başlar. Sakince, yavaşça, dikkatlice bir şeyleri hissetmeye başlar. Fakat bu, oldukça incelikli ve hassas bir şeydir. Bunu bir baltayla gerçekleştiremezsiniz. Ağaç kesme işi değildir yapılan. Aslında bu, hemen her şey için geçerlidir muhtemelen. Yazıda, resimde, dansta, tiyatroda, müzikte, vs. Bir endüstriden bahsettiğimiz için buradaki temel sorun bir filmin kendisine nasıl baktığımız oluyor. Benim bakış açım filmin hala yedinci sanat olduğu yönünde. Ve böyle de ele alınmalıdır. Yani gösteri dünyasının bir parçası olarak değil. Bugün dünyada geniş ölçüde böyle kabul ediliyor. Ama ben müzede sergilenecek eski kafalı biriyim, yaşım ve otoritem dolayısıyla buna bağlı kalabilirim ama şu an için, bu durum saçmalıktır. Yani insanlarla, ruha sahip oyuncularla hayata dair bir şeyler hakkında konuşurken endüstriden bahsetm...

Torino Atı

3 Ocak 1889, Friederich Nietzsche, Via Carlo Alberto’da ki 6 numaralı evinden dışarıya gezinmek ya da mektuplarını almak için postaneye gitmek üzere çıkar. Ondan pek uzak olmayan bir mesafede, daha ziyade ondan uzaklaşır bir vaziyette, taksicinin biri, inatçı atıyla cebelleşmektedir. Tüm zorlamalarına rağmen at kıpırdanmamakta direnmektedir. Bundan dolayı Guiseppe ya da Carlo ya da Ettore’nin sabrı taşar ve kırbacıyla ata vuru verir. Nietzsche olayın intikal ettiği yere gelir ve öfkeden köpürmekte olan taksicinin sebep olduğu bu gaddarca harekete bir nokta koyar. Sağlam yapılı ve bıyıklı Nietzsche aniden taksinin üzerine atlar ve kolunu bağlar bir vaziyette atın boynuna dolar. Komşusu onu evine götürür… O da iki gün boyunca divanın üzerinde, o bağlayıcı son sözlerini fısıldayana kadar sessiz bir şekilde kımıldamadan yatar: “Anne, tam bir aptalım (Mutter, İch bin dumm)”. Uysal ve bunamış bir vaziyette, annesinin ve kız kardeşinin yardımıyla bir on yıl daha yaşar. Ata gelirsek, bil...

Torino Atı

dışarısı kırbaç sesi, içimde bir torino atı açım. belki de özlemi açlıktan sayıyorum. toplan dünya. yaşam toplan. çaresiz sahiplik toplan. gitmiyorum, hadi bakalım şimdi de gitmiyorum. aklım tahta bavulların içinde yolculukta. ben buradayım akılsızlığın başında hasta bir ruh gibi koşulamıyorum. dur, bunu anlatamazsam çok ağlayacağım. ölüm geliyor bir şeyi anlatamamak zira. tımarlanmıyorum deli atlar gibi kalbim duracak. vaktin peşindeyim. bazen de duruyorum saatler gibi olmaz zamanlarında. soğuk. soğuktan donuyorum sen anlamayınca. duydun mu ne diyorum? soğuk bir ateş kırmızısında, harlı. hastayım. at gibi bütün yemleri ve suyu bırakarak yemekten içmekten kesildi anlatacaklarım, şimdi biraz hasta kalmak istiyorum. yalnızlanmak, hayat, yağmur sıkıntısı ve olacaklar, gözüm yolları isterse bitiriyor. sonuna geliyorum. sayfaları çabuk çabuk çevirirken ellerim bitmesin hiç bitmesin istiyorum şimdi bilmediğin bir yanındayım. seni bulamıyorum. aklım karışık. atın h...