Bir zamanlar benim de severek yapmış olduğum kitap yayıncılığı, her şey yolunda gittiği sürece ilginç, zevkli, insana haz veren bir uğraştır. Sürekli olarak yazarlarla, çevirmenlerle konuşursunuz, çevrenizde sanat ve kültür insanları vardır. Matbaa aşaması da hoş antimon kokusu ve Heidelberg baskı makinelerinin müzik gibi gelen monoton sesiyle bir alışkanlık yaratır. (En azından benim zamanımda öyleydi. Şimdi herhalde teknikler değişmiştir.) Ama bu işin, dağıtıcılardan para tahsilatı, kitabevlerinde yer alabilmek, çekler, senetler gibi çok tatsız yanları da vardır. Buna rağmen, kitap âşığı birçok genç insan, bütün zorlukları göğüsleyerek yayınevi kurma yolunu seçer. Matbaada basılıp ciltlenen yeni kitapları, fırından çıkmış, dumanı hâlâ tüten ekmekler gibi severler, koklarlar. Böyle kişisel yayıncılık girişimleri, ne yazık ki büyük yayınevleriyle,bankaların yaptıkları yayınlarla kolay kolay mücadele edemez ve bazıları kapanmak zorunda kalır. Zaten kitap okumaya geç başlamış...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"