“Rıza Tevfik’e bir şiir vermiştim, beğenmemiş. Masasının üstüne koymuş. Pencereden gelen cereyanla şiir uçmuş. Ali İlmi Fani Bey’e; “Çocuğun şiirini de uçurduk, ne diyeceğiz?” demiş.” * Çocuktum. Benim için edebiyat şiir demekti. Nâbî'ye, Fuzûlî'ye aşıktım. Müpheme, kavranılmayana karşı duyulan garip bir sevgi. Daha dogrusu hayranlık. * "Şiirin devri geçmiştir" dedim. Ama ben de şiir söyledim, 1500 kadar. Defterler hâlinde dostlarımda var. Bunlardan biri, razı olmadığım halde yayınlandı. * ...Bana mektuplarımı gôsterdi, 18 yaşımın bütün altını vardı o sayfalarda, bütün dehası vardı, bütün çiçeği vardı. Kendi kendimi kıskandım. Bana şiirlerimi gösterdi, birer suretleri için 1000 lira teklif ettim, güldü ve sakladı. * Dosyam, dosyalarım kabardıkça kabarmış. Ben mi yazmışım, birinden mi çevirmişim bilmiyorum, şöyle bir kağıt: Şair yarattıktan sonra şairdir, Hegel'e göre. Şairin yazmayanı olmaz... * Yıllarca şiir yazmaktan utandım. Okuyucuyu cins...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"