Sok Etkili Minibüs Yolculugu
Okula ulasmak için, Besiktas Akaretler'den Sariyer minibüsüne biniyorum. Epey
bosça olan minibüse, orta yaslarda bir abi biniyor ve benim gibi en öndeki üçlü
koltuga, yanima oturuyor. Az sonra cebinden cüzdani çikarmak için hafifçe ayaga
kalkan abimiz, minibüsçünün ani freni ile kafasini sert bir sekilde minibüslerde
motor kabini üzerinde bulunan tahta para kutusuna çarpiyor. Ebleh bir bakisla
yerine oturan abide bir kisa devre olmus olacak ki, parayi minibüsçüye uzatiyor
ve:
- Bi kisa camel versene!
6. Ayak Ne Olur Hoca?
Lise son siniftayiz. Organik kimya dersi. Iki basamakli sinavdan tek basamakli
sinava o sene geçiliyo. Organik kimya yok yani sinavda. Biz de öyle oldugunu
bildigimizden dersi hiç takmiyoruz. Sinifta kimi baska bir ders çalisiyor, kimi
walkman dinliyor, kimi altili oynuyor falan. Hocamiz çok kizdi bu halimize ve
sözlü yapmaya basladi ama yine takan yok. Sonunda aramizda ayyas dedigimiz bir
arkadasa yönelerek, "Ali. Oktan ile oksijen reaksiyona girerse ürün olarak ne
elde edilir?" diye sordu ve ayaga kalkip yanina dogru yürümeye basladi. Bizim
ayyas çok sakin sekilde ayaga kalkti ve hocaya, "Ya hoca. Birak bu oktan isleri
de 6. ayak ne olur onu söyle." dedi. Biz içimizden "Tamam. Hoca Ali'yi bir güzel
pataklayacak simdi." derken, hoca Ali'nin yanina oturdu ve altili oynamaya
basladi. Isin ilginç tarafi, tutturdular. Ali o sene Gazi Üniversitesi Endüstri
Mühendisligini kazandi iyi mi!
Her Bakimdan Light
Mevsimlerden yaz, berbat bi sicak. Ankara, Sihhiye'de kuzenle otobüs bekliyoruz.
Sicaga daha fazla dayanamayip hemen ordaki büfeye gidiyoruz birseyler içmek
için. Kuzen büfedeki tipe "Bize iki Yedigün Light" diyor. Tipin verdigi cevap
bizi kopariyor:
Yedigun Light kalmadi abi, Marlboro Light veriyim mi?
Içinde Kalmis
Üniversite son siniftayiz. Malum gariban ögrenci hali, buzdolabimiz yok. Neyse
bir kiz arkadasin ev sahibesi 1.5 milyona eski küçük büro tipi buzdolabini
satmaya razi oldu. Ev arkadasimin abisi Gata'da askeri doktor. Aradik; aksam is
çikisi dolabi tasimaya yardimci olacak.
Ankara kumrular sokak. Komandolar yolu kapatmis. Allah allah operasyon mu var,
diye düsünürken baktik arkadasin abisi elinde telsiz, üzerinde komando giysisi,
basinda bere, büyük bir ciddiyetle olayi yönetiyor. Bir manga asker ve zirhli
bir kamyon. Askerler bizim dolabi görünce bayagi kopmuslardi. Arkadasin yorumu:
Ya abim aslinda hep komando olmak istemisti. Içinde kalmis.
Sarardiktan Sonra
Kiraathanede arkadaslarla oyun oynuyoruz. Herkes kahve söyledi. Kahveler geldi.
Daha bir yudum alamadan elim takildi, sehpanin üzerine kahveyi döktüm.
Kiraathane'nin sahibi amcamiz geldi, homurdanarak sehpayi siliyor. Adamdan
sehpayi kirlettigim için özür diledim. Adam kibarca "Önemli degil, yenisini
getiririm." dedi. Bunu gören Numan arkadasim sehpanin ters bir pozisyonda
oldugunu farkedip kahvesini masanin üstüne, önüne aldi. Iki dakika geçmeden o da
kahvesini masaya döktü. Adam elinde bez tekrar geldi. Masa örtüsünü siliyor.
Numan,
- Size de zahmet oldu. Çok özür dilerim.
Adam,
- Masa örtüsü sarardiktan özrünün ..mina koyum. Sen de sehpaya dökseydin ya!
DrAdnan
Duvar Yazilari
Okuldan eve dönüyoduk. Bi arkadas yolun ortasinda kalakaldi. Ne oldu diye dönüp
onun baktigi duvara bakinca hepimiz koyverdik. Duvarda aynen söyle yaziyordu:
'Buraya çöp birakan anasini da biraksin' ...
sorry
Bi arkadasim vardi, Kus Serhat derdik ona. Bigün bara kiz tavlamaya gitmistik.
Kus Serhat uzun bi aradan sonra güzel bi kiz ile tanismisti. Bar çikisi bizim
kus kizla eve gitti. Sabah merakla sonucu sorduk. Kus, kilolari görünmesin diye
o gece altina çok siki bi tayt giymisti. Ilerleyen saatlerde malum ana
gelindiginde heyacandan çok terledigi için tayti üzerinden bir türlü
çikaramadigini ve kizin da sinirlenip gittigini anlatti. Çok güldük. Ama dürüst
biriydi. "Müthis bi gece geçirdik" de diyebilirdi.
Soför Adayi
Zat-i muhterem bayan arkadasimizin birisi is çikisi dolmusa biner. Yorgundur
tabi. Dalmis evde yapacagi yemegi düsünmektedir. Bi ara gözü sol tarafa takilir
bi bakar "aaa bizim ev" der, üç saniye sona uyanir olaya. Inecegi duragi
geçiyodur. Panikle "Soför bey müsait bi yerde iner misiniz?" der. Sürücü amca
hazir cevap:
Niye? Sen mi kullanacan?
Biletçi
Sabah ise geç kalmisim, kosturup duraktan kalkmak üzere olan otubüse yetisicem
ama biletim yok. Hemen yandaki bilet gisesinden bilet alayim. Elimi dar kot
pantolunun cebine sokup kirismis bir (bilen bilir) yüzbin liralik çikarip
biletçiye uzatiyorum. Adam hiç yüzüme bile bakmadan aliyor yüzbin'ligi, güzelce
düzeltip yana koyuyor. Sonra bilet koçanindan bir bileti özenle koparip avucunun
içine aliyor ve hirsla sikip top haline getiriyor, bana uzatiyor. Ben tahmin
edebileceginiz ruh haliyle gitmek üzere olan otobüse kosturmak zorunda kaliyorum
ve bir hafta kendime gelemiyorum.
Oha Be!
Birgün söyle bir olaya sahit oldum:
Sehrin göbeginde herifin biri iyice gerildikten sonra yola tazyikli bir tükürük
firlatir. Bunu gören sade ve duyarli vatandas "Ya kardesim ayip degil mi?" diye
çikisir. Adam hiç istifini bozmaz, sade vatandasa bir iki saniye bakar, bi de
ona tükürür ve hizla kaçar. Bense dumur denizinde yelken yüzdürürüm.
KEKIK
Üstgeçit
Otobüs üstgeçitin altindaki durakta durdugunda hala normal ve de günesli bi
gündü. Inen inmis, binen binmisti. Tam hareketlenecegimiz sirada büyük bi
gürültü koptu. Ya üstgeçit yikiliyo, ya da deprem felan oluyodu. Otobüste bi an
herkes panikledi. Fakat manzarayi görünce panik, yerini bi kahkaha dalgasina
birakmisti. Önde çobanlari, yaklasik 20 kadar inek üst geçitin merdivenlerinden
inmekteydiler. Olaydan çikarilacak sonuç: Inek kadar olamiyoz!
Prensipli Çayci
Abi çaycinin prensibi olur mu, demeyin. Bizim çaycinin cama yazdigi yazilar
bunlar:
1. Sicak çay 150.000.TL.
2. Saat besten sonra çay yoktur, israrci olmayiniz.
3 Tek çay için yukari çikamam gelip kendiniz alin.
Yaslilik Hali
Bir gün ben ve arkadasim Izmir Hatay 'da dolasiyoruz. Sohbet iyi, gülüyoruz
falan. O sirada yasli amcanin teki geldi, durdu ve bize, "Çocuklar ben simdi
buradan gidecem demi?" diye sordu. Biz de, "Tabi amca tabi. Buradan hiç sapmadan
dümdüz git." dedik. Bide amcanin nereye gitdigini bilseydik...
Porsuk Sitesi
Bi arkadas Garanti Bankasi'na para yatirmaya gidiyo. Yatiricagi para apartmanin
aylik aidati. Memur kizin yanina gidip, "Porsuk Sitesi hesabina yatiriyorum."
diyecegine, yanlislikla "Porsuk Sitesi serefine yatiriyorum." diyor. Oradaki
herkes koparken hanim kizimiz para destesini havaya kaldirip espriyi patlatiyor:
"Serefe"
Dini Bütün Vatan Evladi
Her zaman oldugu gibi yine birilerinin girtlagina çökmüsüm telefonda, al takke
ver külah kapisiyoruz. (Ben avukatim da!) Adam teslimat için bir aydan açmis
kapiyi, en sonunda bir haftaya kadar düsmüs. Tamam dedim, 3 gün de benden olsun,
sana 10 gün! Aldigim cevap karsimdakinin aslinda katolik devsirmesi oldugunu
düsündürdü bi an için; "Sen bana böyle bir abilik yaptin madem, Allah da sana
tolerans göstersin avkat bey!" Nasi lan? Bu ne biçim dua?
Iyilikten Mariz Dogar
Saat geç olmus. Artik okuldan kalkmisiz, dolmusla gelios. Dolmus bi pazar mevkiinden
geçerken bi amcaya çarmpa tehlikesi atlatti. Dolmusçu da kafasini
pencereden çikarip, "Amca lütfen kaldirimdan gider misin?" die rica etti ama
bizim amca, "Asil sensin pezevenk. Ben seni kaldirip sikerim!" dedi ve tabii biz
yerlere yattik. Dolmuscu tornavidasini alip, dolmustan inip adamin pesinden
kosmaya basladi. Devamini bilmiyorum çünkü biz gülmekten yerlere düsmüstük...
Sipanin Kaosu ve Hayat
Mcdonalds'a girmis açliktan dönen beynimi adam etmek üzere siparis veriyordum.
Bu sirada yanimda duran ve bakislarindan ilerde çok önemli bir devlet adami
olacagi belli olan 10 yaslarinda bir sipa da siparis veriyordu.
- Bi mekroyal.
- Burda mi yiyceksin?
Düsünerek geçirilen bir kaç saniyenin ardindan bir masayi göstererek:
- Hayir surda yiyecem.
Sekerli Çay
Bir gün üniversitenin kantininde sirada bekliyorum. Önümde kantinin sürekli
müdavimlerinden bir kiz da çay aliyor. Sasirtici bir sekilde kiz çayina 5 tane
seker koydu, bir kaç tane de eline aldi. Bunu gören kantinci eleman kiza bakip,
suratinda yayik bir siritma ile "Bir kaç tane daha al, agda yaparsin." dedi.
Kantinciye helal olsun gibisinden baktigimi hatirlarim.
Dönülmez Bir Yoldayim Gidiyorum Gündüz Gece
Tekirdag-Istanbul arasinda gidiyoruz, önümüzde bi otobüs, arka camda kocaman
puntolarla bi yazi:
"Bilmem bu gidisin dönüsü olur mu?"
O otobüste olmak istemezdim sahsen.
Otobüste Kaave Zevki
Trabzon-Bursa yolunda bi yerlerde gidiyom. "Ne alirsiniz?" diyen hostuma "kaave"
diom. Yanimda orta yasli, entarili bi teyze oturuo. O da "kola" dio. Soora ben
küçük paketçikleri tek tek sallayarak bardaama koyuyoom. Bu arada mendili de
kenara tabii. Teyze dikkatle izledikten soora ona verilen mendili aynen az önce
öörendii gibi sallayarak açio ve bardaan içine koyuyo. Host kola koymak için
bardaa aldiinda mendille karsilasio ve biyik alti gülüo. Olayi soföre annatinca,
soför, "Olm belki kolasini limonlu seviodu." dio. Öörenci gurubu gülmekten
baygin, mendil sallio.
Çöp Adam
Bi kis günü tiklim tiklim bi IETT otobüsünde bugulu camlarin arkasinda ayakta
yolculuk ediyordum. Yanimdaki bi adam o kalabaligi büyük bir azim ve inançla
yararak kolunu koltukta oturanlarin üstünden cama dogru uzatti. Heralde duragi
falan görebilmek için camin buharini silecek diye düsünüyordum ki amcam büyük
bir itinayla bi yandan da sikisa tepise cama bi çöp adam çizdi ve bizim saskin
bakislarimiz onun eserine hayranlikla bakisinin yaninda bir hiç olarak kaldi.
Kusmus Iste
Dayimin oolu anlatiyo, otobüsle giderken arkadasinin midesi bulanmis çok fena,
söle arka taraflara geçmis rahatlamak için. Yanindaki hanimi da uyarmak istemis
kusmasindan etkilenmesin diye:
- Bayan?
- Efendim?
- Bgöüüüüüürtkyloploploploplopgugluggg...
- Allah kahretsin terbiyesiz!
- Pardon yaw...
Denizde Huzur
Bogaz vapurunda huzurlu bir sekilde kavaga dogru gidiyordum ki birden gözüm
hemen yandan geçen kilavuz teknesinin adina takildi: "Düzgit III". Yarilma
faslindan ve "Toplagel II", "Sagyap IV" esprilerinden sonra Anadolu Kavaginda
yürürken bir çesme gördüm ve bir kez daha yamuldum: "Haci Bilmemne Düzgit
Hayrati." Ne diyim ki simdi ey güzel Istanbul!
Son Durak
Ortaokuldayken okula otobüs seferi vardi. Belediyenin kiyagiydi bize. Çoluk
çombalak dolusur amcalari deli ederdik. Bi gün çömlerden biri bindi, sinirli bi
amca vardi ona sordu:
- Amca son durak nere?
- Kara toprak!
essek herif
Biz otobosla Izmir'den Didim'e gidiyoduk, o yol üstünde gördüm, ööle disariyi
seyrederken. Dagbasi restoranlarindan biri ama, tam yola sifir yapmislar. Bööle
büyük bi camekanin üstünde 'Santana Çigbörek Evi' yaziyodu, ben tam dumurumu
bütün keyfiyle yasamaya hazirlanirken mekanin kapisinda 'Damsiz Girilmez'
yazisini gördüm. Yolun geri kalanini hatirlamiyom...
Prensipli Söför Amca
bi gün okul çikisi minibüsteyim, dersanelerin reklam için minibüslere dagittigi
kagitlar wardir ya, genelde "basamaklarda durmayin, söförle konusmayin" yazar
üstünde, o kagitlardan birini gördüm, üzerinde "Lütfen Söförün Çalisma Tarzina
Müdahale Etmeyin" yaziyodu. Way bea dedim...
Inter Tost
Santana Çig Börek olayini okuduktan 4 gün sonra Mudanya'da bir tost arabasi
gördüm. Eleman kirmizi arabasini iterek uzaklasiyordu aheste, yaziyi gördüm
sonra; INTER TOST. Birileri bu sayfalari okuyanlara çok kapsamli bi saka mi
yapiyo acaba?
Ethem Dede
Anli sanli cami ve türbeler sehri Bursa'da halk için çok önem arz eden bir türbe
gördüm; Göbek Atan Ethem Dede.
Zamaninda kadinlar Ethem Dede'ye dilek diliyormus ve sööle diyomus:
"Ethem Dede Ethem Dede, gömlegi keten dede, su dilegim olursa, sana 100 göbek
atam dede...
Ne diyim baska?
Atam demis ki
Ankara'da bi sinemaya gitmistim, adini su an hatirlamiyorum, hala açik midir onu
da bilmiyorum ama bekleme salonunda atamizin su sözü(?) yaziliydi:
"Sinemaya gereken ehemmiyeti veriniz."
Bak simdi ben bile kendimden süphe ettim uyduruyo muyum diye. Ama yaziyordu yaa,
sinemada da Basic Instinct oynuyordu. Girdim, gereken ehemmiyeti verdim sinemaya
Sharon ablanin sahsinda.
Aristokrat Baba
Ayvalik'ta ögle üstü plajdayiz. Biz etraftaki hatunlari kesmekle ugrasirken,
hemen önümüzde 10 yaslarinda bir çocuk babasinin yapmasini istemedigi bir sey
yapiyor (ne yaptigini göremedik, duyamadik), baba isaret parmagini çocugun
gözüne sokar gibi sallayarak su dumur cümleyi söylüyor; "Sakin yapma, yoksa seni
toplum önünde rezil ederim!"
Nirvana Erkek Kuaförü
"Dalyan'da hizmet veren bir kuaföre böyle bir isim yakisir lan tabi" düsüncesi
çerçevesinde çokta kurcalamamistim olayi. Inter Tost ve Santana Çig Börek'ten
sonra kafama takildi ama. "Birileri bu sayfalari okuyanlara çok kapsamli bi saka
mi yapiyo acaba?" sorusuna en güzel cevap bu olur sanirim. Hatta sanmam emin
olurum. Birileri bizle dalga geçiyor.
Nirvana Köftecisi
Erkek kuaförü yazisini okuyunca aklima geldi. Babamla Tekirdag'da meyve-sebze
halinin orada arka sokaklarin birinde bir köfteciye girdik. Tam çorbami içerken
köftecinin ismini gördüm. Nirvana Köftecisi. Sonra yerin sahibi ile konustuk,
adam ciddi ciddi dogu felsefesi ve Nirvana ile ilgilenen birisi çikti. 'Neden
köftecilik yapiyorsun' dedik, 'Baba meslegi' diye cevap verdi.
En çok güldügüm Maslak yolculugu idi...
UrbanUsta
Servis
Okuldan dönerken serviste arkadasin biri mideyee ne tiktiysa artik ööle bi kustu
ki, bunu gören yaninda ki arkadas soföre haber wermek için seslendi:
- Halil Amca Ozan kustuuuuu. BÖÖÖÖGHHH!! Halil Amca ben de kustuummmmm!
Çok Fonksiyonlu Mantici
Sirinevlerde bi mantici, caminda büyük harflerle söle yaziyo:
MANTI EVI manti, gözleme, çig börek, cafe, hediyelik esya
Bu ne abi yaaa! Sen yemek yiyosun, yaninda adam dolaniyo; arkadasa su bardaktan
mi alsak yoksa oyuncak mi? Çüss!
Durcak
Sanirim 5-6 sene önce, Alsancak'tan Bornova'ya dogru ilerliyoruz su meshur
körüklülerin içinde. Otobüs pek kalabalik degil. Iki kiz kirita kirita kapiya
dogru ilerledi, dügmeye basti. Duraga dogru yaklasmamiza ragmen otobüste hiç
fren hadisesi olmuyor. Duraga yaklasip, geçmeye yeltendigimiz sirada kizlardan
biri bagirdi:
"Söför bey durucak var!"
Genci yaslisi kahkaha tufanina daldi, tabi kizimiz kipkirmizi.
Vapur Macerasi
Photoshop'un 6 nolu versiyonunu incelemek üzere Kadiköy'deki seyyar saticilara
gitmekteydim. Vapurun kiyiya yanastigi ve ayakta duruldugu safhaya geldigimde
"cumburlop" seklinde bir ses geldi. Bu ne yaaa, nooluyo? Aney! Adam denize
düsmüs! Bir panik, bir heyecan. O simitlerden attilar buna, sol elinde cep
telefonu sag elinde islanmis sigarasi, kollari yere paralel ve birbiriyle 160
derece açi yapar sekilde yukari çekiyolar bunu. Satranç olimpiyatlari için
gelmis turistler de vardi. "Aha!" dedim "35-40 yas arasi ideal Türk prototipi
budur, ögrenin".
Turkish
Abi ben Almanya'da okuyorum, kiz arkadasimla beraber Türkiye'ye tatile
geliyoruz. Köln'den binmisiz pasa pasa Türk Hava Yollari uçagimiza, kalkisimizi
yapmisiz. Bizim kiz Fransiz milliyetinden ama Türkçe'ye merak salmis, harfleri
ögreniyor elindeki kitaptan. Iste ç,ö,ü, yumusak g falan.
Uçagin bir bölümünde ÇIKIS yaziyor. Bizim hatun da, aha bak okuyabiliyom,
edasiyla azicik yüksek sesle okudu. Ama c oldu s, I harfi de yok adamlarda o da
oldu sana i. S harfini hatirlamis. Yanimdaki adam koptu, önümdeki teyze de "ayip
be" diyor...
Ortaokulda resim sergisini geziyoruz ögretmenin zoruyla. Serginin bir kisminda
da seramik ve maketler var. Bitane büyük gemi maketi yapilmis. Büyük oldugu için
dikkatimi çekti söle bi baktim. Hani gemilerde burun kisminda isim yazan biyer
var ya, orda isim yaziyor:
ÖZ TITANIK
Aman Kolaya Dikkat
Birgün okul çikisi Burger King'e gitmistim. Kasalarin önünde sira vardi. Neyse
sira bana geldiginde kadinin biri sirami kapti, paket olarak 2 menü istedi.
Görevli kolalari koyarken "Kolalari en son koyar misiniz, asidi kaçiyo." dedi.
Adam bisi demedi, parayi aldi, üstünü verirken "Paranizi simdi mi veriyim
menüyle mi alirsiniz, degeri megeri kaçar..." dedi. Ben adami tebrik ettim,
ayrildim.
Merak ettik!
Orta 3 deyiz. Vatandaslik dersine 140 cm boylarinda hayatimda gördügüm en çirkin
kadin geliyor. Bir tenefüs arkadasla konustuk acaba kocasi var midir diye.
Arkadas da sorayim dedi. Derste aynen su dialog geçti;
- Hocam birsey sormak istiyorum. Kaç çocugunuz var?
- 200 kadar. Hepiniz benim çocuklarimsiniz.
- Seyy... Peki kaç kocaniz var?
CeoN
Bir kere sevdaya tutulmaya gör... Hasan!
Bizim arkadaslar, geçenlerde dillerine dolanan bir sarkiyi, illa kasedini
bulacaz diye kafaya takiyolar. Dört bes tane kasetçi geziyolar; "abi, iste bizde
bi sarki var sözlerini biliyoz ama kimin söyledigini, hangi kasettir vs. bir
türlü bilemiyoruz." diye... Hiç birinden sonuç çikmiyor. En son pek umutlari
kalmamis halde bi tanesine daha giriyorlar; "abi iste söyle böyle bir durumumuz
var..."
Kasetçi; "Sözlerini söyleyin bakayim biraz" diyor.
Arkadaslar da "Bir kere sevdaya tutulmaya gör... diye basliyor abi" diyorlar.
Kasetçi beklenmedik bir hareketle duvarin yanindan düafon benzeri bir cihazi
eline aliyor ve dügmesine basarak, otogar anonsu yapar bir edayla konusuyor:
"Hasan... Bir kere sevdaya tutulmaya gör... Hasan."
Bizim arkadaslar sasiriyorlar; nedir bu olay acep diye. 10-15 saniye kadar sona
karsidan cevap geliyor:
"Abi baska sözü yok mudur?"
Kasetçi: "Baska sözü yok mudur çocuklar?"
Arkadaslar: "Ateslere yandigimin resmidir..."
Kasetçi düafona: "Hasan. Ateslere yandigimin resmidir... Hasan". Bir süre
bekledikten sonra düafondan ses geliyor.
"Abi... Fatih Kisaparmak... Kilim kasedi... 2. Yüz... Sarkinin adi Kara Sevda."
Bizim arkadaslar direk sokta. Kasedi bulup aliyolar. Soktan kurtulunca da
soruyorlar, "Abi nedir bu olay... Ne sistemi bu?"
"Yaw, Hasan bizim pasajin çaycisidir..."
Tipa Taksin
birgün sehirler arasi otobüsteyim, ön koltuktaki velet mamak çöplügü gibi
otobüsü metan gazina boguyo. bitisikte burun sinirleri felç olmak üzere olan
kadin hostu çagirip biseyler söyledi, host da soföre...
soförümüz mikrofondan söyle bi anons yapmisti: "çocuu osuran sayin yolcumuz
lütfen çocuunuzun götüne mukayyet olunuz."
akabinde veledin anasi: "naapsin çocuk götüne tipa mi taksin?"
arkalardan bi bey nazikçe: "taksin hanfendi."
Toplum Pisi-kolojisi
Geçenlerde Kadiköy'de salakça bir yere parketmis olan bir arabaya, polis aynen
söyle bir anons yapmisti:
"34 ... ..., kardesim, sen parkettigin yeri begeniyor musun?"
More Reading
Bu komik olayi arkadasim anlatti. Arkadasim, okulun Ingilizce hazirlik bölümünde
gereken "More Reading Power" adli kitabi almak için okulun yakinina tezgah açan
kitapçiya gitmis. Kitapçiya kitabin ismini söylediginde adam ona üzerinde
yalnizca "Reading Power" yazan mor renkli bir kitap uzatmis. Arkadas dogal
olarak kitabin o kitap olmadigini, "More Reading Power" adli kitabi istedigini
yinelemis. Adam ise su cevabi vermis:
- Kardesim bu mor ya iste. Alacaksan al sunu, almiyosan tezgahin önünü kapama!
erdemetal
Anons
Birgün böle 3-4 arkadas Ankaray (Ankara Metrosu) istasyonundayiz; bekliyoruz
metroyu. Tam da okullarin çikis saati filan, etraf hinca hinç dolu. Neyse 2-3
dk. sonra metro geldi herkes hücum etti; biz baktik "alet çok doldu bi sonrakine
binelim" dedik ve gittik ordaki banklardan birine oturduk. Daha tren gitmemis
bir ding-dong ve anons:
"Istasyonlarimizda gereksiz bekleme yapmak yasaktir"
Biz sallamadik nolcak filan derken bir ding-dong daha ve ikinci anons:
"Sist gençler size söylüyorum binin lan trene"
Zeki Triko Bey
Kiz arkadasim ve ablasi beraber Zeki Triko'ya gidiyolar mayo bakmaya. Neyse bi
bayan ilgileniyo, kiz arkadasimin ablasi bi mayo begeniyo, bayan diyo ki "aa çok
güzel bi tercih yaptiniz, zaten onun çizimini Zeki beyle ikimiz yaptik, ben Zeki
beyin yegeniyim." Ablamiz "aa sizin de mi soyadiniz triko?" deyince, kiz
arkadasim arkasina bakmadan olay mahallinden uzaklasiyo.
2 Tost
Bizim lisede saf bi kizcaiz vardi. Bi ara bu hatun "adi bende sakli" diyerekten
bi erkek arkadas edindi. Kaparlar die korkuodu heralde ki kimseciklere bisi
demiyodu. Neyse bi gün kantinde kuyruktayiz, kahramanimiz milleti ite kalka
önümüze geçti ve kantinci amcaya siparisini verdi:
"2 tost, 1 ayhan!!"
Açikgöz kantinci cevabi yapistirdi:
"Ayhan yok abla, ayran veriim mi? Euuehhe hhe!!"
Kizcaizin o gün bütün safligi üzerinde olacak:
"Aaa aaa sen nerden biliyosun Ayhan'iiii?!!"
Neremizle gülecegimizi sasirdik Allah seni inandirsin...
Sükrübey Lütfen
Avcilar yolu üzerinde Sükrübey duragi vardir. Bizim yurtta Sükrü diye bir eleman
vardi, yeni gelmisti okula. Amcam minübüse biniyo, oturuyo söförün arkasindaki
koltuga. Bi süre sonra yolcular para uzatiyo Haciserif, Avcilar diye. Adamin
biri de bizim elemanin omuzuna dokunup "Sükrübey uzatir misin?" diyo. Bizimki
dumur dönüyo arkasini adama bakiyo manali manali ama herifi bi türlü çikaramiyo.
"Nerden taniyo bu herif beni." diye yol boyunca kurt döküyo. Adama bakiyo arada
bir. Adam da killaniyo. Neyse konusmamis adamla yurda gelip anlattiginda
kopmustuk. Ögrendi sonra durak ismi oldugunu.
Elektronik
Teknik lisede okuyanlara meslek lisesiyle ilgili de sinav yaparlardi eskiden.
Abim de girmis ama bilgisayar bölümünde; elektronikten hiç anlamiyor. Hoca
soruyor; "Oglum bu televizyon renkli mi siyah beyaz mi?", abim bakiyor;
"Renkli", hoca; "Nerden anladin?", abim "Amcamlarda da ayni TV den var, Philips"
bi gaza gelme hikayesi
bizim çok ama çok saftirik bir arkadasimizin yaptigini anlatmak istiyorum...
lise donemi siniftayiz, sevdigimiz bir hoca yurduna dönüyo, son ders, sevenleri
üzgün...
bu arkadas "ölü ozanlar dernegi" filminin yürekleri parçalayan son sahnesinden o
denli etkilenmis olacak ki, bir anda sirasinin üzerine çikip, sag elini yukari
kaldirip "o captain my captain!!!!" diye inledi. herkes - hoca dahil- dumur
olmus bi vaziyette onu izledi. bu arada fransiz lisesinde okudugumuzu
belirtmekte fayda görüyorum. seneler sonra bu hikayeyi hatirlayip güldügümüz bi
gecede itiraf etti ki siraya çiktigi o an tüm sinifin gaza gelip pesinden
ayaklanacagini düsünmüs...
Onun da Hakki Tabii
Devlet tiyatrosundan bi arkadas, bi oyun için mi ne artik, Akçaabat'a gitmis.
Ekip olarak sehir merkezine gelmisler. Kafalarini kaldirinca koca bir bez afis
görmüsler. Söyle yaziyo:
Ben de sporcunun zeki, çevik ve ahlakli olanini severim.
AKÇAABAT BELEDIYE BASKANI.
Otobüs Macerasi
1997 civari. bir mart aksami. kadiköy-beykoz otobüsü. tiklim tikis olmak artik
bir aliskanlik haline gelmis. nakkastepe'den inerken adamin biri 'kaptan inecek
var ineceeeek KAAAAPTAAAAN!' diye höykürdü. bunun üstüne "kaptan" 'duraga
gelince indirecez ya ne acele ediyon?' seklinde bir geribildirimde bulununca
adam türkçemizin eglenceli kelimelerinden olusmus bir tamlamayla basladigi
cümlesini 'geçtin lan duragi pezevenk!' diyerek bitirdi. bunun üstüne kaptan aci
bir frenle otobüsü durdurdu, ön ve orta kapiyi mükemmel bir sakinlikle açti,
adamla birlikte indi, agzini burnunu kirdi, bir sigara yakti, duragin daha
ileride oldugunu gösterdi, karizmayi dagitmadan koltuguna geçip yoluna devam
etti.
Tayland'li Türkçesi
tayland bankokta alman bi arkadasla kahvalti ediyoruz. garson gelip nereli
olduumuzu soruyor. arkadas almanim diyince tepki yok. türk oldugumu söyleyip
portakal suyumdan yudumlanirken adam, "anani sikiym, amcik, siktirgit" diye
saydirmaya basliyor, portakal sulari burun yoluyla heba oluyor.
ülkesindeki yabanci turistlere küfür ögreten yurdum insaninin olayi genisletip
dis mihraklara türkçe küfür ögretimine geçmis olmasina mi yanayim, garsonun
agzini burnunu mu kirayim!
Annasildi Tamam
Seyyar saticinin biri Anadol pikabiyla biseyler satmak için megafonuyla
gürültülü bir sekilde baarmaktadir:
- Domates, biber, patlican...
Arkadan trafik polisi:
- Seyyar satici kenara çek!
Satici:
- Annasildi tamam!
Pileti Olan!
Mekan: 123 nolu Kartal -Besiktas otobüsü
Yer: Carrefour-Küçükyali arasi
Zaman: 26 Nisan 20:30 civari
Adamin biri bindi Carrefour duraginda ve artik çok az duydugumuz (akbil çikti
mertlik bozuldu) su cümleyi söyledi. "Fazla pileti olan var mi?"
Amcamin biri de su cevabi verdi oturdugu yerden:
- Tiyatro bileti mi?
el cevap
- Hayir kardesim. Piyango bileti!
- Ooo ondan var. (Burda çantasindan bi tomar bilet çikardi) Çek bi tane
arkadasim.
- Wallahi sans ayagima geldi alicam. (Sak diye çekti bileti, verdi parasini
hemencecik.)
Öteki eleman da bilet almak isteyen var mi? diye dolanmaya basladi. 10-15 kisi
aldi (Hatta söför bile aldi.)
Bütün bunlar çok kisa sürede oldu. Gülelim mi sasirayim mi anlamamistik ki
adamlarin ikisi de indiler. Sonra biletlere baktik. Çekilis tarihi: 23 Nisan!
Ne Diyim
Hazir Trafik Polisi ve megafon geyigine girmisken tanik oldugum bir olayi
anlatayim:
Kadiköy'de aksam saatleri. Bir araba çekmis kenara, içeride bir kiz ve bir erkek
araba kenara çekildiginde ne yapilirsa onu yapiyorlar. Trafik Polisi megafonla:
- Gençler yiyismeyin, devam edin bakayim.
anadolunun bagri (hatta bögrü)
üniversiteye anadolunun küçük bi köyünden gelmis bi adam var. hoslandigi da bi
kiz. bigün arkadaslari yari gaza getirmek mahiyetli, yari ciddi bi sekilde bunu
kenara çekerler. anlatirlar durumu: "olm sen gidip konusmazsan bu tip olaylar
hiç baslamaz. gidecen tanisacan kizla, muhabbet kuracan." gazi almistir. kizi
bigün takip eder arkasindan. bütün cesaretini topladigi sirada iyice yaklasir ve
kizin sirtina "pat pat" diye dokunur. kiz nooluyo gibisinden buna döner ve
bakar. ama gencimiz bu noktada heyecandan tikanir. aazindan tek kelime çikmaz.
kiz "nooldu?" diye sordugu sirada da...
SEVMEK SUÇ MU? diye patlar.
bana da arkadasim anlatti.
Helikopter
uludag üniversitesi bahar senliklerinde geçiyo olay. kalabaliktan uzak bi
fakültenin yakinlarindaydik. 100 metre ileriye bi helikopter indi. aletten biri
egilerek indi ve bi talebeye yaklasti. takriben 1 dakka konustuktan soora adam
helikoptere bindi ve tekrar havalandilar. biz biraz sasirdik nooluyo diye ama
esas bomba o talebeye adamin ne sorduunu sorduumuzda inmisti beynimize. adam
adres sormus. benden bu kadar.
Teknolojik
Geçen ay okulumuza gelen teknoloji fuarini geziyordum, salona girmeden önce de
simit aldim ki hem karin doyuralim hem dolasalim. Baktim sagda solda bedava
bilgisayar dergisi, mausped, lipton ice tea, nescafe falan dagitiyolar,
üsenmedim topladim bayaga ganimet. Tam çikicam, hayatimin sorusu geldi
tanimadigim bi sima tarafindan: "Birader simiti nerden veriyolar?"
buzzbag
Sivas'in Soförleri
Tahminimce 2-3 yil önce arkadas ailesiyle birlikte Sivas'a gitmis. Annesiyle
birlikte merkeze gitmek için minibüse biniyorlar ve sevgili annemiz "müsait bir
yerde indirir misiniz lütfen" diyor, ve soförün müthis cevabiyla bizimkiler
kopuyor...
"ne yalvariyon gardes indir de indirek"
tatlisi
pokemon
malum servis söförümüz sikisan trafikte haraket edemez halde beklerken (gayetde
hakliydi çünkü önündeki arabalar kuyruk olmustu) arkadan kornaya abanan araç
sahibine camdan sarkarak
"pokemon'muyum lan ben arabalarin üzerinden uçayim" diye bagirarak tüm servisi
yere yikmisti.
Durum Ayrintilari
Sol seritte giderken önünüzde yavas giden arabaya birkaç defa selektör yaptiniz
ve tinmadi, kornaya asildiniz, nihayet sag sinyali verdi ve saga çekildi. Gaza
yüklendiniz yanindan geçerken sürücüsüne bir göz attiniz, "aha nah iste bayan"
veya "oha tipe bak öküz herif" demesseniz adam degilsiniz.
Arabayi kullanirken hafifçe saga egilip aynadan kendine bakmak, yakisikli -
güzel olup olmadigini tespit etmek eglencelidir. Ama çok yakindan ve yüzünün
yarisini gördügün için bu gibi durumlarda hiç begenmezsin kendini.
Arka koltukta kur yapmayi düsündügünüz biri oturuyorsa dikiz aynalari çok ise
yararlar. O kisi konusurken dikiz aynasindan gözlerinin içine bakip "Araba
kullaniyorum ama seni de dikkatlice dinliyorum." mesaji verilebilir. Ayrica
dikiz aynasini dikkatle keserken, ani bir hareketle ama sadece gözlerle yan
aynalari kontrol etmek, bunu yaparken son derece ciddi ve sert olmak, dikiz
aynasindan seni seyreden kisiye "Bak bak bak ne güzel araba kullaniyor."
dedirtmek için yapilan bir salakliktir.
Çalan müzigin verdigi gazla vitese takarken tribe girenleri sinsice seyrederim.
Rallide ya da Hollywood filminde olduklarini hissederler bir an.
harvi
öndeki araba iki santim ilerlese, içgüdüsel bi etkiyle biz de aynini yapariz.
çok yol katetmis olmanin verdigi keyifle geride kalmamis olmanin verdigi
rahatlik birbirine karisir.
Yesil isik yandi. Herkez seri bi sekilde hizlaniyo ama ben sakin ve yavas yavas
gidiyorum. Yüzümde biraz sonra olacaklar yüzünden hafif bir gülümseme var. Hepsi
bir sonraki kirmizi isiga yakalandi. Ama ben oraya varincaya kadar yesil yaniyor
ve ben hiç hizimi kesmeden onlarin yanindan geçip gidiyorum. Dikiz aynamdan
arkadaki sazanlara bakiyorum, g.tüm feci sekilde kalkmis...
Ya su erkeklerin bayanlara yol verme durumu yok mu, Allahim sanki sevgisini
veriyo adam. Ne mutlu, ne huzurlu. Suratta koca bi gülümseme. Hadi len, derim
hepsine. Hiç ihtiyacimiz yok kiyaga.
Yandan geçen arabalara ve içindekilere bi göz atmadan devam etmek zordur,
özellikle de isiklarda.
Sikisik trafikte her frene basisimda arkamdaki adamin yüzü parlar kirmizi
kirmizi. Eglenirim ama trafigin hiç ferahlamamasini isteyecek kadar degil. Bir
nevi mecburi eglence yaratma hali diyebiliriz.
Camdan el çikarma olayi otoyolda süratle ilerlerken gerçeklesir. Elinizi
çikarirsiniz disari, avucunuzu açarsiniz ama parmaklariniz simsiki kapalidir.
Rüzgar elinizi arkaya ittirirken siz onu dengede tutmaya çalisirsiniz.
bazi sürücüler (hepsi deyil tabiki) yayalara yol verirken tek elleriyle "geç
hadi geç" yaparlar. o harekette hep bi assagilama sezerim.
Yolda bir arkadasinla karsilasip muhabbet ettikten sonra bir tebessümle
vedalasirsin ama bu gülümseme 30 sn. daha suratina yapisip kalir ve sen sebek
gibi güleç bi halde bilinçsizce yoluna devam edersin. Kendine, "Yaw ben nie
gülüyom yaa" diye sordugunda artik aklin basina gelmis demektir.
Sevmedigin ama ayni sinifta oldugun için merhaba ettigin birine rastlarsin.
Sahte bir gülümseme ile beraber, samimiyete göre öpülür, ya da yanyana gelinir.
"Naber nassin ya?" der, "Iiyim sen nassin ya?" deriz, o da "Iiyim ya iste."
falan der, konusulacak hersey biter, bir an sessizlik olur ve sonra "Hadi
görüsürüz." denir.
Tam ayrilirken; hasktir! ayni yöne gidiyomusuz megerse. Ama bu sonradan
farkedildigi için biri daha önde olur ve mecburen daha hizli yürür. ''Senle
yürümek isterdim ama bi yere yetismem lazim'' gibisinden yürüyüs boyunca
etrafiniza bakmazsiniz. Sonra uzaklastigini düsündügünüzde kafanizi kaldirir,
etrafi kolaçan edersiniz. Evet evet gitmis. Simdi huzurlu bi sekilde yürüyüp ona
gicik olan diger arkadaslariniza, "Bugün onu gördüm ayy gicik kiz." falan diye
bahsedebilir, hatta dedikodu yapabilirsiniz.
Niye her gün okul, is, servis gibi yerlerde gördügümüz fakat hiç konusup
selamlasmadigimiz kisilerle farkli bir yerde karsilastigimizda selam veririz?
Sadece yanindaki kiz, etc'ye karizmatik ve popüler görünmek için, piyasa bi
yerde gezerken hiç samimi olmadigi, hatta sadece görüsten tanidigi kisilerin
yanina gidip eski ahbap gibi davranan, sonra da hava atacagi kisiye "Bak ne
kadar çok kisi taniyom, beni tanidigina mutlu olmalisin." gibisinden bakis atan
insanlari siddetle kiniyorum.
Bi de herangi bir caddede gördügün ve pek de samimi olmadigin birini
selamlastiktan on dakika sonra farkli bir caddede tekrar görme hadisesi vardir
ki bu bence en cansikici olanidir. Hemen kaçmak isterim oradan deliler gibi ama
olmaz ve yine aptalca bir gülümseme alir yanaklarinizi.
Yolda hizla yürüken fazla samimi olmadiimiz bi arkadasla hizli selamlasma olayi
vardir. Yürüyosunuz, arkadas ters yönden gelio ve göz göze geldiniz:
- A Abuz naaber? (dediniz, bu arada adimlarinizn etkisiyle yan yana geldiniz.)
- Iilik baba senden naaber? (dedi eleman, ama yan yana dönemini de geçtiniz,
uzaklasiyonuz iice birbirinizden)
- Iilik yaw, noolsun.
Iste bu son cümlenin, aranizdaki uzakliin artmasindan dolayi tam duyulmadii
hissine kapilirsiniz. Acaba duymadi mi son cümleyi? Amaan duymadiysa duymadi ya!
Nedir yane...
samimi olmadigin arkadasla karsilasmak kötüdür ama samimi arkadasla karsilasmak
çok hostur. gözlerin gülerekten öpüsürsün o da yetmez kucaklasirsin, hafiften
ter kokusunu hissedersin ama olsun onu da özlemissindir. heyy gidi.
Banane kardesim samimi olmadiklarim beni görünce niye ben ter dökiym, birakirim
onlar killansin napicam ulan diye. Hatta daha da kötü hissettirmek için
kendimden emin snob bi bakis atarim "hah ezdim seni" gibisinden. Kendimden
çetinleri de çikmiyo deil o zaman bükemedigim eli öperim abiii abiim derim.
samimi bi arkadasla yürüyozdur. arkadas yolda bi tanidigina rastlar, kisa bi
sohbete dalar ve nefis bi hiyarlik yaparak bizi tanistirmaz. eh naapalim dururuz
orda sap gibi. zaten yolun ortasi. ara sira etrafa bakariz, isteriz açilsin
bizden bir laf katilalim ortama. iih arkadas yapti bi kere öküzlügünü. neyse
biter sohbetleri. tokalasilir filan. niye tanistirmadin lan da denmez. yürünür
ööle bir sey olmamis gibi. arkadas baslar; 'bu varya bu sey..' diye bahsetmeye
giden için. hiç seyimizde diildir. arada haa, himm filan deriz.
"kiyafetim kötü" ya da "yanimdaki arkadas ezik ayy simdi karizmam bozulur" gibi
kaygilarla yolda "piyasa" tabir edilen tiplerden gördükleri an kaçan insanlari
vicdanlariyla hesaplasmaya davet ediyorum.
Karsilastigimiz bi arkadasimiz "Hiç gözükmüyon ortalikta nerelerdesin?" diye
sorduunda, "Ya napiim, isim gücüm var." diye cevap verdikten sonra kendi
kendimize "Benim ne isim gücüm var ki?" diye sormaz miyiz?
Yolda karsilastii bi insanla samimiyetinin derecesine karar veremeyerek durup
durmamak konusunda tereddüt etmeyen var mi?
valla erkege bakabilme nedir önce onu bi açikliga kavusturalim, kimisi için
erkege bakabilme demek erkegin poposunu söööle kabaca dikizlemektir farketmiyosa
inceden ve sindire sindire bakmakta yarar vardir, sonra ortam müsaitse örneeen
bu popo hocanin o günkü kurbani seçilmis ve tahtadaki soruyu çözmek için can
çekismekte olan bir erkege aitse valla hiç durmamali hemen fantazi gelistirmeye
baslanmalidir bu popo uzerine, ha bide unutmadan sööliyelim ara sira erkegin
önünde kizilay çadirini andiran bir tuhaf kabarti olur ki bi kiz olarak o
kabartiyi dikizlemeden durmak imrenilecek bir irade istemektedir, tavsiyem
iradeyi serbest birakmak ve yine fantazi alemine hizli bir dalis yapmaktir!
Hani sabahlar vardir okula gideceksindir fakat istemiyosundur heh iste bu
sabahlarda bide anne vardirki sormayin paso kalk artik olm yeter ben yatiyorum
diyip gelmeler filan...
En tatli uyku anne tarafindan uyandirildiktan sonra uyunan 1-2 dakikalik
uykudur. Aksini iddia eden yalancidir, alçaktir.
Erken kalkinca, her zaman, "Ulan bugün eve gelip hemen uyuycam deli gibi." derim
de, hiç bir zaman eve gelip hemen uyumadim deli gibi.
Hep tatil günlerinden birinde, erken kalkmak zorunda oldugum günlerdeki gibi
erkenden kaldirilmak ve inadina kalkmayip o en zevkli yarim saatlik uykuyu
kaygisizca uyumak istemisimdir. Denedim de... Ne yazik ki olmuyor!
Of ya! Her okul sabahi kalktigimda "gelecekte kesinlikle geç kalkacagim bir isim
olacak" derken ayagima geçirdigim çorabin ipliklerinin ayak parmaklarima
dolanmasindan nefret ediyorum. (Her çorapta olmaz ama bazilari, özellikle
baklava desenlilerde alisa geldik bisidir.)
Birden yataktan firlarsin uyku sersemi allah servis kaçti diye. Saate bi
bakarsin 4 buçuk. Allahim o ne büyük mutluluk! Daha tam 2 saatim var! Tabi bu
basimiza sene boyunca 1-2 kez ya gelir ya gelmez.
totient
Olabilecek herhalde en ilginç kiz isteme vakasi benim basima geldi. Aileler
biraraya geldiler, benim ailem+teyze ve halalarim, simdiki esimin ailesi ve
teyzeleri. Toplam 20 kisi filaniz. Normalde son derece soguk geçmesi beklenen bu
eylem bizim evde bayrama dönüstü. Nasil mi ?
Baba tarafim ile esimin anne tarafi Yugoslavya'nin ayni köyünden çiktilar.
Birbirlerinin evlerini bile biliyorlarmis. Ardindan benim enistem ile onun
teyzeleri Üsküdar'dan çocukluk arkadasi çiktilar. Beraber oyun oynadiklari
bahçeleri, yaptiklari yaramazliklari filan konustular. Ardindan kuzenim ile
esimin kuzeni ayni stüdyodan müzik arkadasi çiktilar. Herkes birbirini
kucakliyor, sariliyor filan.
Bana da tabii durumu derin bir dumur içinde seyretmek düstü, saskinliktan kahve
bile pisiremedim.
Yolda yürüyosunuz, önünüzde de cillop gibi bir hatun. En azindan gördügünüz
kadariyla. içinizdeki onu önden görme istegi tüm benliginizi kavuruyor. Biraz
adim siklastiriim diosunuz ama kesin çözüm diil. Çünkü bayani geçseniz bile
kafayi çevirip bakmak amelece geliyor. Onu görmeden yitirme duygusu da yok diil
hani. Ve final asamasi; gözümüzü karartiyoruz, hersey hazir, onu geçtikten sonra
arkaya dönmeyecek ama tam yanindan geçerken baska bir seye bakiyomus gibi
yaparak kafayi tam degil ama, tizden az bir açiyla çevirecegiz...
Cafede, barda, restoranda otururken de gelir basimiza bu. Iste biraz ileride,
ama tam bakis alanimizin içine girmeyen bir yerde oturan kadin ilgimizi çekti.
Çeker ya.
Ama daha tam göremedik, söyle bir ilgimizi çekti sadece. Biraz daha bakmak,
gerçekten ilgi çekici olup olmadigini anlamak istiyoruz. Aksilik, tam onun bakis
hizasindayiz. Kafayi dönderip süzmek esseklik olarak algilanabilir. Gözümüzün
yanina denk gelen görüntüsünden, en azindan oturdugumuz tarafa bakmadigini
anlayabildigimiz bir an kovalar, hemen sööle bi süzeriz.
aha yakalandik ... yanlis tespit etmisiz ... kaçir olm gözünü ... garsonu
ariyomus gibi filan yap ... yok abi yemez fena yakalandik ... bakmak olmaz
artik; anlam tasir ... öff bea.
En çok hafta arasi o ün yapmis olan 8.15 vapurunda basima gelir bu olay. Ayakta
kalmamak için binbir türlü eziyet sonucu oturdugum 3 kisilik yerde tam yanima
bir kiz oturur. Basimi yana çevirsem burun buruna geliriz kizla. Meraktan
çatlamaktayimdir nasil bir tip diye. Yarim saat boyunca merak edip aklimdan bir
plan kurarim. Buna göre, vapur yanasinca, kiz kalkinca ben de hemen kalkar, kizi
hizla geçer, az ilerde ona dogru pozisyonumu alirim. Bu kadar ugrasin sonucunda
kiz tabiki mantar bir hatun çikar; bende ne salagim diye yoluma devam ederim.
Bu durumlarda bazen boynu agrimis gibi yapip baktiktan sonra, kafayi bir saga
bir sola yatirarak çevirmek de fena yöntem degildir. Yutmasalar bile bana ne
artik.
Ilgimizi çeken karsi cinse çaktirmadan bakabilmek için ters takla atiyoruz. Ama
o ne; salak bir karsi cins bakisi üzerine alindi ve bitakim triplere girmeye
basladi. "Yok kardesim, sana degil, arkandakine" yi el hareketleriyle ifade
etmenin olanaksizligini ve gereksizligini de kavradigimiz için, o tarafa
bakamiyoz ya artik...
Sarisin olup da arkadan çok güzel olan "Olm fistik gibi kiz" diye düsündügünüz
zamanlarda sakin hizli yürüyüp, kizin önüne geçip, yüzüne bakmaya calismayin; o
kizlar hep çirkindir. Siz siz olun arkadan yürümeye devam edip olayin zevkini
cikartin.
Vapura binmek için iskelede beklersin, bir anda ön tarafta mini etekli manyak bi
kiz belirir. Kapilar açilir, vapura binersin, baslarsin kizi takibe. Oturdugu
yerin tam karsisina oturmalisindir ki, rahat rahat her seyi görebilesin.
Binersin otobüse oturursun. Arkanda oturan kiz yanindaki arkadasiyla baslar
konusmaya. Sen de duyarsin tabii hepsini. Kizin sesi pek güzeldir. Lan acaba
kendisi de güzel mi? Simdi dönüp bakmak da olmaz kizin suratina. Meraktan ölür
insan. Kizdan önce ineceksen merakini yenersin; yanindan geçerken bakarsin
dikkatli dikkatli. Yok hiç de güzel degilmis.
Yolda bir hatun gayet kisa etegiyle salinarak yürümektedir. Sen de arkasindan
aar aar yürürsün. Kiza yakalanma tehlikesi yoktur. Raat raat bakarsin. Fakat
unutulan bisey vardir; etraftaki hemcinslerin. Onlar da kiza bakmaktadir. Kizi
yeterince kestikten sonra çevrelerine bakarlar ve seni görürler. Arkasindan
yürüdügün için pesine takilmis abaza durumuna düsersin. Ayni olaya sahit olmanin
verdii rahatlikla 40 yillik dostun gibi bakarlar. Yüzlerde ufak bir gülümseme
belirir. Adrenalin daha da artar ve kipkirmizi olursun. "Ulan ne diye bakiyom ki
elalemin kizina, benim gül gibi sevgilim var" dersin, uzaklasirsin.
Kiza bakamama kadar igrenç bir pozisyon yoktur. Ailenle ev ziyaretine gidersin
ve evin hanimi hatun tam önünde minisiyle bacak bacak üstüne atar ve mevsimine
göre okulu ya da notlari sorar. Gözlerinizi oynatmaniz hiç tavsiye edilmez çünkü
kocasi, çocuklari ve ananiz babaniz; herkesin gözleri gözlerinizdedir.
Gözlerinizi sabitlemeye çalisirken alninizdaki ter damlalari yeter ulan kapa
bacagini geberecem demektedir sanki. Bu aktiviteyi düzenli tekrarlayarak dünyevi
zevklere karsi koymayi ögrenebilir, nirvana olaylarina yazilabilirsiniz amma
velakin ben derim ki "zen rahibi" olsa iradeyi koyverir. Ama olmaz ki, öyle de
oturulmaz ki. Siz siz olun kaçin böyle pozisyonlardan.
Eger önünüzdeki arabanin söför mahalindeki hatuna arabasinin dikiz aynasindan
bakiyorsaniz ve gözünüze genç ve güzel geliyorsa, sizi temin ederimki o derece
yasli ve çirkin bir bayandir!
do
Kaldirimda yürürken öndeki hatunla 45 derecelik sinüs üçgeni olusturacak sekilde
mesafe biraktiktan sonra kafayi hafiften dükkanlarin camlarina çevirip,
vitrindeki mamülllere bakar ayagiyla hatunu kesmek güzel bir etkinliktir...
Yolda yürürken göz ucuyla kestirdigin arkasi dönük, beline kadar saçlari salmis
bir afeti tam poz bi göriym diye için içini yerken tipin aslinda üniversite
hipisi, sakalli, gözlüklü bi hemcinsin oldugunu anlamak kadar seni irkilten ve
omur iligine "inbeee inbee" diye mesajlar gönderen baska bir titreme var midir?
Kizin arkasindan yürürken, nasi birsey oldugunu tahmin etmenin en rahat yolu,
karsi taraftan gelen adamin gözlerine ve surat ifadesine bakmaktir.
Kiza bakmak için en uygun durum bir yoldan karsiya geçmeniz gerektiginde
yasanir. Önce kiza sonra saga sonra tekrar kiza bakip rahatlamis bir biçimde
geçersiniz karsiya.
Tanrim ne kadar zor oldu benim için yillarca. Ah o utangaç üstbenligim ne kizlar
kaçirtti bana. Bakamadim ya bakamadim bakana simdi olsa yine bakamam.
Çok hos bir hatun vardir, hafiften kesersin. Derken senden ates yada baska bisi
ister. O andan sonra onu kessen mi kesmesen mi bilemezsin. Kesmeye devam etsen
acaba kiz içinden "salaga bak! iyiki bir ates istedik, hemen agzi sulandi, kuduz
köpek nolcak!" diye düsünebilir mi kuskusuna kapilirsin.
Otobüse ya da dolmusa binerken, sigaradan en uzun son nefesi almak için
gösterilen gayreti saskinlikla izlerim.
???? Bu yaziyi ben yazdim..
Size oluyo mu bilmiyom da ben küllügü bosaltmak üzere mutfaa götürüyom. Sonra
bosalttigim halde onu orda birakiyom geri dönüyom. Haydee bastan al küllüüü, bi
daa gel salona.
???? Bu yaziyi ben yazdim..
Karanlikta arabayla giderken hafif aralik camdan sigarani uzatirsin hani, sonra
rüzgar külü uçuruverir ve kipkirmizi olur sigaranin ucu.
???? Bu yaziyi ben yazdim..
Gerçek bir tiryakisiniz, tuvalete mutlaka sigaranizi yaktiktan sonra
giriyorsunuz. Tamam sigaramizi içtik, külünü de ulasabildigimiz lavaboya
silktik, daha sonra su tutarak temizlemek üzere. Peki biten izmariti ne
yapacagiz? Elbette klozetin içine atacagiz ama oturuyoruz üzerinde. Ya hassas
organlarimizi yakmak pahasina bacaklarimizin arasindan atacagiz, ya da hafif öne
kaykilarak kiçimizin arkasindan. Ikisi de neselidir. Cozt!
Ulan otobüs duraanda her gün gözlerinden yas gelene kadar bekleten otobüs, keyif
sigarasi yaktigin gün daha ikinci nefeste uzaktan görünmez mi... Ölürüm, ölürüm.
e-mosh
Tuvalet sefasinin son kisminda, elini yikarken, sigarayi israf etmek olmaz;
agzinin kenarina koyacaksin ama dumanin gözüne girmemesi için açiyi iyi vermek
lazim tabi.
Çok sigara içmissin yine. Küllük Malazgirt Meydan Muharebesi'nden kesit
durumunda. Sen agzindaki son sövalyene yer ararsin mezbahanin ortasinda. Elinle
sari kismindan tutup itiklersin önceden vefat edenleri. Ama atesini kaybediverir
garibim debelenirken. Çakmakla tekrar yakarsin. Yine ilistiriverirsin onu bir
nefesten sonra küllügün kiyisindaki göçük yerine. Eller klavyede. Parmaklar
çalisir. Unutuverirsin onu muharebenin ortasinda. Elini uzatir ve balinden
kavrayip dudaklarina götürürsün bir nefes için Ve -Ahhh! Yanmaya baslayan pamuk
yakiverir dudaklarini. Ve intikamini alirsin basini ezerek yandaslarinin
arasinda. Belki de daha önce ölen birisinin üstünde can verdirsin ona.
Kültablasini bosaltma fikri hiç yoktur zaten aklinda...
Bu anlatacagim enstantane bir ara çok sik basima gelirdi. Mesela acelen olur,
dogal olarak yetismek için kosarsin ama gerçek bir tiryakiysen maratonda bile
olsan yakarsin bir sigara ve kosmaya devam edersin. Sigara agzinda, digidik
digigik kos babam kos. Tabi bu arada sigara agzina yapisir. Derken an gelir lam
su sigarayi elime alayim dersin fakat sigara hainlik yapar ve dudaklarindan
ayrilmak istemez. Çünkü dudak kismi islanmis ve dudaklara yapismistir. Tabi bunu
her seferinde unutursun. Elini götürürsün sigaraya ve cirttt! elin sigara
üzerinde kayar ve sigaranin ucu elini yakar, lanet olsun diyip atarsin sigarayi.
Abicim, sakiz çigniyorum az sigara içeyim deyu. Sonra sakiz da hala agizdayken
bir de bakiyorsun ki sigara yakivermissin. Üst damakta metalimsi bir tad; normal
bir sakiz çigneme veya sigara içme seansindan farkli olarak. Hop sigara tablaya,
sakizi çigne; hop sigarayi al, sakizi hafiften yana kaydir. Tiryakilik iste.
Yatili okuldayken sigara çok degerlidir. Bulamazsin. O yüzden 4-5 arkadas bir
sigara içersin. Herkes mümkün oldugunca çok çeker. Ates ne biçim uzar, hem
filtre de acayip isinir. Yakalanirsan hafta sonu cezasi cabasi ama gene de ne
zevklidir.
Herkes arasinda bir geyik vardir ben istesem bu mereti birakirim benim iradem
kuvvetlidir. Ulan dersin birakmayi bir deneyeyim nasilsa birgün mecburen
birakmak zorunda kalacagim simdi neden olmasin. Tabi o sirada sigaranin sonuna
gelmissindir artik aldigin zevk bitmistir. Sigarani söndürür bu sondu dersin ve
yataga yatarsin. Içinde de bir burukluk olmaz degil ya 5dk geçmeden birakamasam
da azaltirim diye düsünürsün ve gönül rahatligi içinde uyursun. Sabah olur
kalkarsin alismissin ya sabah kahvesiyle bir tane sigara içilir. Dün gece aklina
gelir kendine verdigin söz bir anda ikileme düsersin tabi sonu belli ani bir
kararla sigaraya adeta isinlanirsin. Sigarayi yakarsin ve zehirlenmeye devam
edersin. Nasilsa bir gün birakirim der keyifle bir nefes daha çekersin.
Sigara içmeye yeni yeni basladigin günlerde sokakta içemezsin bi tanidik görürse
diye. Hep o sokakta, kalabalikta sigara içme zevkini merak edersin. Ayni olay
seyahate ailenle çikiyorsan da olur. Dinlenme tesislerinde sigaralar ucuca
eklenirken senin içini bir kurt kemirir ama baban karsindadir. Sabir sabir.
Müsrif tiryaki periyodik takiplerle anlasilabilir:
Aybasi, Camel / Marlboro
Ortasi, 2001 / Winston / LM
Aysonu, Maltepe / Samsun / Harman vs.
Klozete izmarit atinca sifonu istersen 100 kere çek gitmiyo. Uyuz oluyorum.
Bilardo oynuyorsun. Yan masadaki hos hatun direk dikkatini çeker. Karizmayi
tamamlamak için bi sigara yakarsin. Ama o da yetmez, simdi yapilmasi gereken o
sigara agizdayken atis yapmaktir. Alirsin pozisyonunu tam vurucakken aha duman
gözüne kaçar, istakayi da çitlatip beyazi delige sokarsin. Iste sigaranin
zararlari. Ne karizma kalir ne bisi. Öde hesabi çik ondan soora.
TA
bitmis paketi burusturup atarken içinde bir tane daha kaldigini farkettiginiz o
an. iste heyecanin büyügü. garip bir tedirginlikle paket düzeltilir. içinden tek
sigara itinayla çikartilir. kirilmamissa muzaffer komutan edasiyla siritilir. ve
mutlaka o an o sigara yakilir. ama bi de kirildiysa. öfff. gitti cillop gibi
sigara. matem ani.
Her sabah kalktigimda tuvalet faslina girmek için elime bi sigara alma saplantim
vardir. Banyoya önceden saç bas veya banyo münasebetiyle girmis bile olsam geri
çikar, odama girer ve alirim sigarayi.
Hele bi de acil tuvalet durumu vardir. Ancak ne olursa olsun kutsal bi görevdir
tuvalette sigara içmek. Kosturursun odana alirsin sigarayi eline ve dogru
klozete tünersin. Vücudun o yükü atamamanin verdigi sabirsizlikla titrer ancak
sen inatla zaptedersin onu, taki sigara yakilana ve bir firt çekilene kadar.
Iste o an çifte mutlulugu tadarsin. Muhtesemdir diyemeyecegim ancak çok hostur.
Tavsiye eder miyim, iste onu yapamam çünkü psikolojik bi bozukluk vardir mutlaka
bu huyda, sigarasiz tuvalet faaliyetlerini yerine getirememe gibi.
Hani sigara içen birine gidip ates istersin, o da sana elindeki sigarayi uzatir,
ama uzatmadan önce söle sigaraya pit diye vurup ucundaki külü düsürüp öyle verir
ya. Iste ben o insanlari çok severim.
bazen sigarayi çakmagi tam yaklastirmadan yakarsin ya hafif alttan, yanmaz
yanmaz bi anda kirmizi olur ucu, bayilirim.
sigaradan ilk nefesi çekersin, sonra onu burundan verirken bi baska nefes daha
çekersin. kralsin vallaa. biliosun sigara içmeyi.
isik azligindan ya da salakliktan basa bol gelir sigarayi tersinden yakma.
filtreyi koparsan biseye benzemez. ama makas varsa ucu az kesilip içime devam
edilir. bu olaya en çok parlament'te rastlanir.
i
Erkeklerin en önemli özelliklerinden biridir. Kadinlar bu rahatligi hayatlari
boyunca yasayamadiklari için sokaga iseyen erkekleri görgüsüz olarak
nitelendirirler. Onlarda da böyle bir özellik olsa idi bu isi bu kadar büyük bir
görgüsüzlük olarak görmiyeceklerine eminim.
Sokakta yürüyorsun ve çok sikismissin, yakinlarda gidebilecegin hiç bir hela
yok, ilk buldugun merdivene, issiz bir sokaga, agaç dibine, sahipsiz bir duvara,
bazen de sinir oldugun komsunun arabasinin havalandirma girisine isemek kadar
rahatlatici bir olay yoktur herhalde.
Bu konuda bir türlü çözemedigim bir sey var. Isemek için hep bir köse arariz,
bulamazsak da isememeyi yegleriz. Hiç kimsenin olmadigi bir ormanda olsak bile
ortaliga degilde gidip agacin dibine dökeriz suyumuzu.
Neden ama? Nedennn? Kafayi yiycem ya!
koftehor
içgüdü abicim içgüdü...
uyumadan önce yastik basimin altinda oluyor, uyandigimda ise bacaklarimin
arasinda buluyorum. nasil oldugunu anlayamiyorum.
Hani yataga yatar, yorgani üstünüze çekersiniz. Tam o sirada tuvalet ihtiyaciniz
oldugunu farkedersiniz. Tuvalete gitmeye erinir ve gitmemek için mücadele etmeye
baslarsiniz. Ne uyuyabilir, ne de yataktan kalkmayi göze alabilirsiniz. "Ulan
simdi mi gelmek zorundaydin" diyerek üriner sisteminize söversiniz. Ama neticede
gidip isinizi görüp büyük bir rahatlama içinde tatli bir uykuya dalarsiniz.
Bazen de kivrandiracak kadar çok degil ama yine de varligini hissettirecek kadar
gelir çisimiz. O zaman da, tuvaletin isiginin uykumuzu kaçiracagini, odanin
soguk, yatagin içinin mis gibi sicak oldugunu düsünür, "Sabahleyin erken
kalkmami saglar." destekli bir karar ile uyumaya çalisiriz.
abicim ne güzeldir bu yatak olayi beee, insanligin en büyük ve en güzel bulusu
bence, öncesi de sonrasi da hos yani, bu arada dur len ben gidip yatiyim be.
heppinize ii geceler.
saykopat
Günün en güzel anlarindandir. Sevgilini falan düsünürsün ya da hoslandigin
çocugu. Yeni ayrildiysan ve unutamiyorsan biraz daha uzun sürer uykudan önceki
düsünceler. Bazen de o gün olan komik seyler gelir aklina. Ikinci bi kere
gülersin.
Her zaman güzel degildir uykudan önceki dakikalar. Bazen de o dakikalar uzar,
saatler olur eger ki iki yil önce ayrildiysaniz sevdiginizden ve hala
unutamadiysaniz onu...
Bazen de o gün en son dinledigin ve cok sevdigin sarki vardir kulaklarinda ve bu
sarki bi türlü bitmez, devam eder. Sürekli dersin kendi kendine, "yarin sabah
erken kalkmam lazim artik sus ta uyuyim" ama akillanmaz sarki, daha çok
bagirmaya baslar.
Illede en son yatarsin korksan bile, salondan yatak odasina geçis zor olur, tek
tek yoldaki isiklari açarsin, sooracima hizla odanin isigini söndürüp girersin
yataga, girersin de sanki kapida bisiler oynasiyomus hissine kapilirsin, hatta o
oynasan sey yatagin altindan da hortlayabilir, "Iyisimi ben isimi saglama aliym"
dersin, kollarin, ayaklarin, kisaca herseyini sikistirirsin yorganin içine
sadece kafa disarda kalir, öööle yorgan kalkan, sen mumya gibi yatarsin.
Ben bunu her gece yasiyorum.
Uff
Ben bu tirstigim yaratiklari görmiyim diye yorgani basima çekerdim, olmadi bir
de yüzü koyun yatip kafami duvara dogru çevirir öyle yatardim. Bir gün baktim
bisey yok, simdi yatakta amuda bile kalkarim :)
Bir kere sevdaya tutulmaya gör... Hasan!
Bizim arkadaslar, geçenlerde dillerine dolanan bir sarkiyi, illa kasedini
bulacaz diye kafaya takiyolar. Dört bes tane kasetçi geziyolar; "abi, iste bizde
bi sarki var sözlerini biliyoz ama kimin söyledigini, hangi kasettir vs. bir
türlü bilemiyoruz." diye... Hiç birinden sonuç çikmiyor. En son pek umutlari
kalmamis halde bi tanesine daha giriyorlar; "abi iste söyle böyle bir durumumuz
var..."
Kasetçi; "Sözlerini söyleyin bakayim biraz" diyor.
Arkadaslar da "Bir kere sevdaya tutulmaya gör... diye basliyor abi" diyorlar.
Kasetçi beklenmedik bir hareketle duvarin yanindan düafon benzeri bir cihazi
eline aliyor ve dügmesine basarak, otogar anonsu yapar bir edayla konusuyor:
"Hasan... Bir kere sevdaya tutulmaya gör... Hasan."
Bizim arkadaslar sasiriyorlar; nedir bu olay acep diye. 10-15 saniye kadar sona
karsidan cevap geliyor:
"Abi baska sözü yok mudur?"
Kasetçi: "Baska sözü yok mudur çocuklar?"
Arkadaslar: "Ateslere yandigimin resmidir..."
Kasetçi düafona: "Hasan. Ateslere yandigimin resmidir... Hasan". Bir süre
bekledikten sonra düafondan ses geliyor.
"Abi... Fatih Kisaparmak... Kilim kasedi... 2. Yüz... Sarkinin adi Kara Sevda."
Bizim arkadaslar direk sokta. Kasedi bulup aliyolar. Soktan kurtulunca da
soruyorlar, "Abi nedir bu olay... Ne sistemi bu?"
"Yaw, Hasan bizim pasajin çaycisidir..."
.jpg)