Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Usandım

Nevmîdlik âteşine yandım Bil'llâh bu vücûddan usandım Fuzûlî Fevkımda duran çarh-ı müzeyyenden usandım Tahtımda olan hâk-i mülevvenden usandım Dünyâ denilen gamlı nişîmenden usandım Beytü’l-hazen adım, o meskenden usandım Tâhirü’l-Mevlevî Yaşlandım yuva üzüntüsüyle. Bir tek isimdir varlığımdan geriye kalan. Öldüm üzüntüden. Ne günlerdir bunlar? Usandım ben bu hayattan. Ebu’l-Kâsım-i Lâhûtî Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı; ... Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden; Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden! Necip Fazıl Kısakürek Kavs-i kaderin attığı ok sath-ı zemîne Ancak geliyor, saplanıyor kalb-i hazîne Ey tîr-i kazâdan açılan şerha-i sîne! Dil-hânedeki perdeli revzenden usandım Tâhirü’l-Mevlevî Usandım ben bu hesaptan sayıştan, Gerekse hesapla sen yeni baştan. Yunus Emre Çektim o kadar cevr ü cefâsın ki usandım Osman Nerves Takatim tükendi artık usandım Sevgiden yaralı yüreğim bıktı Tâhirü’l-Mevlevî Usandım elind...

Kum ve Köpük

Siz, aşka yol göstereceğinizi sanmayın. Çünkü aşk sizde değer görürse her yolu gösterir. * Birlikte güldüğün birini unutabilirsin,  ama birlikte ağladığını asla unutmazsın. * İkinci kişiliğin senden dolayı daima mahzun. Onun yaşayıp gelişmesi hüzne dayanır. Bu yüzden bu hüznü sevinç olarak yorumlanır. * Dostum, sen ve ben yaşama yabancı kalacağız; ve birimiz diğerine ve her birimiz kendine, ta ki senin konuşup benim dinleyeceğim güne dek senin sesini kendi sesim sayarak, ve senin önünde dikileceğim ana dek, bir aynanın önünde durduğumu düşünerek. * Anlayışlı olan beni anlayışlı, aptal olan ise aptal bulur. Bence ikisi de haklıdır. * Gerçekte biz kendi kendimizle konuşuruz; ama ara sıra diğerleri de bizi işitebilsin diye sesimizi yükseltiriz. * Yanlışlarımızı doğrularımızdan daha büyük bir coşkuyla savunmamız ne gariptir! * Kuş tüyünde uyuyanların düşlerinin, toprak üzerinde uyuyanlarınkinden daha güzel olmadığı gerçeğinde, yaşamın adaletine olan i...

Aşklar İçinde Bir Kentin Herhangi Bir Kentin

I Benim yüzüm bir bayram telâşıdır Küller ve biraz da deniz artıklarıyla Ben ki çocuklarla büyüdüm ve (Bu yüzden uzundur ya biraz kollarım) Bir denizde bir akşam gittim ölümü Yosunlar rüzgârlar gözleriyle balıkların Hâlâ saçlarıma takılmış bulurum Bir balığın pullarını ve tuzu Şimdi bir yolu yürüyoruz ya seninle Birden üçüncü sınıf bir lokantadayız işte Bir kadın senin ağzınla gülüyor ve Ne mutlu ne mutsuz. …………………… Nedir mi mutluluk diyorsun Bir eylülü gitmek belki de böyle (Eylül ki en kanayan aydır tarihte) Ve birden o adam gösterisine başlıyor Yırtılan sesiyle. …………………… Sanki sarı beyaz kara Sanki bütün ırklar birlikte bağırıyorlar Ve sanki insanlığın hali. …………………… Ve soruyorum kendi kendime Lokantalar neden insanlığın haline benzer Böyle bir dünyadayız işte yürüyoruz yürüyoruz Ağzımdan diyordum daha çok ağzımdan öp beni İnsan yaşarken bilmez yaşadığını. II Böyle çıktık sonra akşama akşam dediğimize Bir denize bir denizin birdenbireliğine ...

Aşkta Başarı Yolu

Kimse, sevgi nedir bilmeyen bu toplumda Okusun öğrensin yazdıklarımı bire birdir öğütlerim... Bak nasıl evirir çevirir küreklerle, yelkenlerle Oynak gemiyi gemiciler, öğrenmek gerek bu yolla Araba sürmeyi onu bilenden, sevişmeyi sevenden. Koşumda Automedon , gemi yürütmede Tiphys Haemonia Eşi bulunmaz birer yöneticidir, ben de sevgide, Beni de tek yaratmış Venüs bu yolda. Bir gün gelecek bana da bir Tiphys , Bir Automedon denecek sevişmede.. Oldukça dikbaştır bu çocuk, karşı koyar bana, Oysa daha kolay gelir yola yaşı gereğince. Kithar öğretmeni yapmıştı gençlere Phillyra 'nın oğlu Achilles 'i, yumuşatırdı bu yolla Taş yürekleri bile, korku salmışken ilkin Birçok gönüldeşe de, yavılara da(düşmanlara), Titremiş çocuklar gibi, ürpertmiş yaşlıları, Hecto r bile sezmişti bunu, bütün dikbaşlara Boyun eğdiren, düşmüş eninde sonunda Sevginin ocağına. Aeacides için Chiron neyse Öyle bir tek'im ben de sevgide. Biri genç bir delikanlı biri de yaşlı Kılı...

Erik Zamanı

Cami avlusundaki çeşmeye ağzını dayayıp kana kana su içti. Hava sıcaktı. Çok sıcak. Vanayı bütün gücüyle sıktı ama kapatamadı, ip gibi ince bir su akmakta inat ediyordu. Musluğun çevresinde dönüp duran sarı arıyı izledi bir süre. Arı konup konmamakta kararsızdı. Sonunda kondu. Gözlerini kısıp arının inip kalkan bedenine baktı. Ramiz olsa hemen öldürürdü. Bal yapmazmış bunlar, öyle demişti. Eşekarıları. Yani eşeklere mi konarlar? "He," demişti, "senin gibi eşeklere; hem konarlar hem sokarlar." Yüzünü soluk okul önlüğünün koluna sürttü. Ne zaman karne alacaklardı?  Ne zaman önlüğünün cebinde kitaplarını, defterlerini taşımaktan kurtulacaktı? İşte yaz gelmişti, ne zaman kapatacaklardı okulu? Torba gibi kocaman cebinden çok utanıyordu. Kimsede böyle bir şey yoktu. "Yırtıcam bu torbayı," demişti bir gün annesine, "hem de Katana'nın çakısıyla." "Hele bir yırt," demişti annesi, "baban eşek sudan gelinceye kadar döver seni. Kaç kere...

Br aşktan geriye suskunluk kalır

dediler: kalbi susmuş bir adamdır bu! terk edin! eli düzgün yüzü güzel bir ölüm getirin ona! Veysi Erdoğan Bari sen susma, yolun kıyısında açan gelincik Sustuk biz, kendi içimize gömüldük Ahmet Erhan marifet susmaktır demiş bir derviş, bilmiyorum kim unutmak olmalı belki Mehmet Solak ya da bir adamın eskisi bir adamın eksiği mesela hep karanlıkta açması kendini ve sürekli suskunluğa düşmesi Kenan Çağan Söz biter, gönül susar Felakettir… Adige Batur Duy feryad etmede her an bu ney, Anlatır hep ayrılıklardan bu ney. Der ki feryadım kamışlıktan gelir, Duysa her kim, gözlerinden kan gelir. Ayrılıktan parçalanmış bir yürek İsterim ben, derdimi dökmem gerek. Kim ki aslından ayırmış canını, Öyle bekler, öyle vuslat anını. Ağladım her yerde hep ah eyledim, Gördüğüm her kul için dostum dedim. Herkesin zannında dost oldum ama, Kimse talip olmadı esrarıma. Hiç değil feryadıma sırrım uzak, Nerde bir göz, nerde bir candan kulak? Aynadır ten ca...