Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Recaizade Mahmud Ekrem etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Zavallı Baba

On on iki senedenberi pek yakın vakte kadar görürdüm: Yazın — Boğaziçi'nde ise — ekseriya Tarabye’de, Kalender’de, Yeniköy caddesinde — Büyükada’da ise — ekseriya büyük tur yolunda, Hristos çamlığında, Maden ve Ayanikola civa­rındaki kumluk sahillerde, hemen daima tenha mevkilerde, kışın Beyoğlu’nda, ekseriya Nişan­ taşı, Şişli cihetlerinde, bazen Taksim bahçesinde, Taşkışla önünden Gazhaneye giden o tenha yolda, ara sıra da köprü üzerinde daima beraber görürdüm. Son zamanlarda bunlar -biri artık ihtiyarlık çağına varmış, diğeri ise sahavet mevsimini geçirerek ahdi şebabın devrei ulâsına henüz girmiş- iki vücut idi ki biri birinin gölgesi gibi biri birinden ayrılmazdı. Üç beş sene mukaddem bir tesadüf bunların baba ile oğul olduklarını bana bildirmişti. Ondan sonra her tesadüf ettikçe hâlü hareket­lerine, muamelelerine bir hiss-i takdirü tes’it ile dikkat eder oldum. Baba senelerden beri it'ab olunmuş bir beynin endîşe-i muhâkemât-ı rûzmerresini tercümeden artık tamamıyla âciz...

Terennüm

Saklayıp kalb-i mükedderde seni Anarım âh ile her yerde seni! Bulurum neşve-yi sâgarda seni. Anarım âh ile her yerde seni! Bülbülü ağlamadan gûş edemem.. Zâr olan gönlümü hâmûş edemem.. Seni bir lâhza ferâmûş edemem.. Anarım âh ile her yerde seni! Her çiçekten alırım nükhetini.. Her fidanda görürüm hey’etini. Söyleyip cûlara keyfiyyetini Anarım âh ile her yerde seni! Recaizade Mahmud Ekrem

Tahassür

Âh kim Pîrâye’min* işte bu yerdir meskeni! Şu siyeh topraklar olmuştur o nûrun mahzeni. Gelmedim on beş sene bilmem ne yanda medfeni. Ey mezâristan bana ettirme âh ü şîveni! Rahm edip âgâh edin ey servler, taşlar beni! Bî-nişan terk eyledim eyvâh evlâdım seni! Söyle yavrum eyleyim şâd-âb-ı giryem kâkini Hangi topraktır senin örten vücûd-i pâkini? Züldür on beş yılda bir kerre ziyâret kabrini. Yok hicâbımdan taharriye cesâret kabrini.           Ger zaman ettiyse pâ-mâl-i hakâret kabrini, Bir vazifeydi bana etmek imâret kabrini. Bir avuç hâk-i mübârekten ibâret kabrini! Eylemez kimse banâ hayfâ işâret kabrini. Söyle yavrum eyleyim şâd-âb-ı eşkim hâkini       Hangi topraktır senin örten vücûd-i pâkini? Hayf kim çok gördü sen nev-bâvemi devrân bana. Vermedi bir gün der-âguş etmeğe meydân bana. Olmadın yavrum niçin bir kerrecik handân bana? Pek ağır geldi bugün bilmem neden hicrân bana? Çâre-sâz ol bâri sen ey dîde-yi giryân bana...

Yâd Et

Vakta ki gelip bahâr ...Yekser Eşyâda ‘âyân olur tagayyîr, Vakta ki hezâr-i ‘aşk-perver Yapraklar ile edip tesettür Bilmem kime karşı hasretinden Bâşlar nev-hâta bî-te’ahir... Kıl gökyüzünüñ letâfetinden Sifiyet-i ‘aşkımı tahattur Yâd-et beni bir dakîka yâd et Bir leyl-i sükûn-nemada tenhâ Oldukta nesîminin serâb Kold-ı çeşmiñ ‘atf-ı semt-i balâ Sevdalar içinde nûr-ı mehtâb Oldukça derûnunâ gamm-ı efzâ Eyle o geçen demi tezekkûr Pîş-i nazarın da sath-ı deryl Ettikçe temevvic ü tenevvir Yâd et beni sâkitâne yâd et Vakta ki sabâha karşı nâgâh Bir zevrak ic;inde tek bir insân Hasretle çekip bir âteşin âh Titrek ses ile olur gazel-hân Ol âh hazîn ‘âşîkane Ol gamlı terâne’i tahassür Bî şebhe edince kalb ü hâne Îcâb te’essür ü tekeddür Yâd et beni gizli gizli yâd et! Bir kalb rakik-i nâ-tüvânla Firkatte be çektiğim bilinmez Hicrânla, sitemle, imtihânla Amma ki vefâ-yı dil silinmez Sevdimse seni bu türlü sevdim Sensiñ baña mâye-i tefekkür! Ettikçe lisânım ü...

Şevki Yok

Gül hazîn... sünbül perîşan... Bâğzârın şevki yok.. Derdnâk olmuş hezâr-ı nağmekârın şevki yok.. Başka bir hâletle çağlar cûybârın şevki yok.. Âh eder, inler nesîm-i bî-karârın şevki yok.. Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok! Farkı yoktur giryeden rûy-ı çemende jâlenin. Hûn-ı hasretle dolar câm-ı safâsı lâlenin. Meh bile gayretle âğûşunda ağlar hâlenin! Gönlüme te’siri olmaz âteş-i seyyâlenin. Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok! Rûha verdikçe peyâm-ı hasretin her bir sehâb.. Câna geldikçe temâşâ-yı ufuktan pîç ü tâb.. İhtizâz eyler çemen.. izhâr eder bin ızdırâb.. Hem tabîat münfail hicrinle.. hem gönlüm harâb… Geldi ammâ n’eyleyim, sensiz bahârın şevki yok! Recaizade Mahmud Ekrem