"Kız gülüyordu. - İşte sizi tanıdığım için yarın buraya çağırıyorum ya... Sizi çok iyi tanıyorum. Tekrar anımsatıyorum, koşulumu unutmayacaksınız. Ne olur, lütfen simdi söyleyeceğimi yapın, size bütün içtenliğimle bildiririm: Sakın bana âşık olmayın. İnanın bana, böyle bir sey mümkün değil. Dostluğa gelince, hazırım; iste elimi uzatıyorum... Ama sevmek olmaz, asla olmaz! Kızın küçücük elini yakaladım. - Yemin ederim!" Bakın, size ne söyleyeceğim: Bana âşık olmadığınız için biraz üzülüyorum. İnsanoğlu ne anlaşılmaz yaratık, değil mi? Ama, ey benim başeğmez dostum, saf bir kızım diye beni beğenmediğinizi söyleyemezsiniz. Çünkü size her seyi, aklımdan geçen en saçma düşünceleri bile anlatıyorum." Sizi düşünüyorum da, ne kadar iyi bir insan olduğunuzu anlamamak için taş olmak gerek, dedi. Biliyor musunuz, aklıma ne geldi? Aranızda bir karşılaştırma yaptım. Niçin o siz değilsiniz? Niçin o size benzemiyor?.. Onu daha çok sevmekle birlikte, siz daha iyisi...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"