Arabalar tıpkı atlar gibidir, yalnızca daha sabırlıdır. Yol kenarlarındaki insanlarla iletişim kurmamı sağlar. Yapmam gereken tek şey camı açıp yol sormak. Araba sürmeyi çok seviyorum, eğer yönetmen olmasaydım kamyon şoförü olabilirdim. Eşlerine anlatmaya cesaret edemeyecekleri şeyleri bana anlatmaya başlayan otostopçuları gidecekleri yerlere götürürüm sıklıkla. Emniyet kemerinizi bağlamak, psikiyatristin koltuğuna uzanmak gibidir. Böylesi geçici rastlantıları, bir saatlik muhabbetin ardından yolcumla birbirimizi bir daha asla göremeyeceğimiz gerçeğini seviyorum. İç dünyam, arabada, evde olduğundan daha yoğun. Salonumdayken, hareket etmediğim nadir anlar olur ancak arabaya biner binmez durağanlığa mecbur kalırım. Trafik sıkışıklığı, düşünmeme vakit tanır. Dikkatimi dağıtan bir şey, telefon aramaları, beklenmedik ziyaretçiler yoktur. Hoş bir dinginlik hâkimdir. Araba, güvenlik hissi uyandırır. Bakmak ve yansıtmak, kendimle olan bitmek bilmeyen sohbetleri ve süregiden içsel d...